Uzun bir ara oldu gezilerimizde:Malum pandemi, yıllarımızı aldı, hapsolduk, gezemez olduk...
Bu gün günlerden Kastamonu:
Kastamonu
Eylül'de bir soğuk ile karşıladı bizi.Kahvaltiya kel simit ile başlayıp,
susamlı simitle devam ettik. Kel simit denilen ince,susamsiz ve tadı ekmek gibi olan, ille de susamlısı dedim, tattıktan sonra.
Kastamonu:Saat
kulesine yürümek, meydanı , tarihi vilayet binasını, güzel konakları ve tarihi
liseyi de izlemekti.Merdivenleri dinlenerek de olsa çıktığımızda, manzara ve saat kulesi yorgunluğa değdi dedirtti.Saat başı çalan tinilariyla bu güzel kule , hala 1885 den
sesleniyor.Yorgunluk çayınızı içerken kalenin ve şehrin görüntüsünü izlemek çok güzel.
Kent
müzesini mutlaka gezin:Görsel anlatımla bezenen örnekler ve sizi gezdiren
bilgili genç rehberlerden kenti dinleyin.Devrekani ilçesinde baraj çalışmalarında
bulunan bir deniz canlısına ait fosilin 52cm lik çenesinin görseli de burada sergileniyor.
Haydi sehri gezelim:Kurşunlu Han otel olarak hizmet veriyor, görkemli kapısı ve avlusuyla muhteşem.
Pembe
yada Balkapani Hanı, 2.Beyazıt tarafından yaptirilmiş,sadece tek cephesiyle
günümüze ulasmis
İsmail
bey kulliyesi :İsmail Bey Fatih Sultan Mehmet'in dayısı ve külliyesi camisi ,
türbesi ve bahçesindeki deve hanıyla güzel bir kompleksi barındırıyor.
Arkeoloji
müzesi, Atamızın şapka devriminde konuşma yaptığı binayla aynı bahçede.Bahcesi
ve binasıyla güzel bir müze.
Liva
Paşa konağı Etnoğrafya müzesi olarak kullanılıyor:yine 1880li yıllardan harika bir konak.Haremlik
selamlikli, girişi bile 2 tane.Bodrumuyla 3katli ahşap bu konak Etnoğrafya
müzesi olmaya çok yarasmis.Mankenlerle canlandırılmiş günlük yaşamdan kesitler
ve o zamanların mesleklerini de içeriyor.Keske biraz daha rafları ve fincanliklari, nişleriyle
de eşyalarla duzenlenseymiş, çünkü bu potansiyeli olan bir şehirdeyiz.
Nasrullah Kadı Camii, oldukça büyük ve etkileyici.
Nasrullah Kadı Köprüsünden geçerek tarihi , taşlarında hissetmiş gibi olduk.
Şapka
müzesi, Atamızın ilk şapkayı giyip tanıttığı Kastamonu'ya cok yarasmis.O
yıllardan günümüze pek çok şapkayı izleyebilirsiniz
Şapka
muzesi, Bebek evi, Dantel müzesi , 75.yil Cumhuriyet müzesi,Silah muzesi tümü Kastamonu evleri temel alinarak yapilmis .Değirmen ve serender de
Mimar Vedat Tek kültür merkezi kompleksinde yer alıyor.Hepsini seyrederken tarihte yol aldık sanki ve sanki çocukluğumuza döndük.
Doğal
dokumalari, taş baskilari, yazmaları,düğümlü dantelleriyle oluşturulan
malzemeleri, sarımsağı, çekme helvayla , hediyelik eşyali sokaklariyla dolu
Kastamonu:
Nereyi
gezdik, nerede birisiyle konustuysak çok ilgili ve içten kişiler Kastamonulular:Ozellikle esnaf, ürünlerinden satın almadığıniz da bile güler yüzüyle
bilgilendiriyor sizi.
Güzeldin Kastamonu...
Eylül 2022
Kastamonudaki en güzel anılardan biri de kanyonları gezmek oldu...Doğanın içinde, yine doğanın müziği , renkleri ve doğallığıyla yürümek bir kez daha iyi geldi.
Önce Pınarbaşı ilçesine ulaştık ve bir gece konakladık.
Şimdi sırada Valla Kanyonu var. Dünyanın en derin ikinci kanyonu , Pınarbaşı'nın 26 kilometre kuzeyinde Muratbaşı Köyü yakınlarında , Devrekani Çayı ile Kanlıçay'ın buluştuğu yerde başlıyor Valla Kanyonu.
Kastamonu’nun en önemli turizm değerlerinden biri daha: Çatak Kanyonu. Azdavay ilçe merkezine 7 kilome tre mesafede. 6 kilometresini araç ile geçiyor ve güzel orman içi bir park yerine geliyoruz.1 kilometrelik kısmı da harika orman içi yürüyüş ile kanyonun 900 metre yüksekliğindeki seyir terasına ulaşıyoruzr.Cam seyir terasından kilometrelerce uzayan kanyonu seyretmek büyük bir keyif oldu.Geniş bir cam terasta yürüyüp, üzerinde olduğun kanyonu hıssetmek ınsanın bacaklarını titretiyor.Kanyon, Çatak Köprüsü’nün 1-2 km aşağısından başlayıp, Nalbantoğlu köyünde kesintiye uğrayıp, İnönü’ne kadar tekrar kesintisiz devam ediyormuş.
Doğanın içinde olmak, huzuru bulmaktı gezimizin kanyonlar kısmı...Ve en çok da kanyonları sevdim, özellikle de Horma Kanyonunu...