06 Aralık 2009

EGYPT



Hep beklediğim , hep çokladığım , hep gizil bulduğum ülke ; senleyim...
Kahire , bu boz şehir , sanki kumlar altında saklı da , bir ara silkinip yeryüzüne çıkıyor gibi.
Sarı , kum rengi , tozlu , minareli , mezarlı , bitmemiş-yarım.
Her şeye rağmen benim...
Gizemi tozlu yüzü ardında...Gece harika ışıklar makyaj yapıyor bu şehre.
Yeşil yaşam : Nil'i görüvermek var ya , iyi ki var...
Sakkara , Coser'in basamaklı piramidi , Imhotep'in armağanı.Memphis'i yönetenlerin son dinlenme yeri , diyecekken ölümden sonra yaşamı görüyor , susuyorum...
Sakkara , mastabalar...Büyü gibi.Duvarlardan o günler canlanıp önümüze düşüveriyor.Takılıyoruz arkalarına ; yaşam anahtarı ve lotuslar ellerinde , Giza'ya taşıyorlar bizi.
İşte en çok beklediğim , aşkım...
Basamak basamak olmuş : Binlerce erişilmez taş , tonlarca ağırlık , onlarca tansık...
Piramitler , bu ne görkem...Dış yüzünü silkinmiş bile olsalar , güneşe dokunuyorlar.
Bir gizemin ışığına tutunuyorum , bırakmamacasına...
Tıp , astroloji , matematik , ve duvarlardaki tüm sırlar , figürler birlikte ilerliyoruz : İki büklüm , loş , nemli dehlizlerden.Ve mezar odası.
Ama eminim ki onlar Osiris'le olmalı.Yanlarna almadıklarıysa bize kalmış.
Ve firavunlar Mısır'ı hiç affetmemiş.Bin varmış , bir yokmuş çünkü.Bir varmış , hiç kalmamış.
Piramitler dizi dizi , Sfenks ; Kefren'in başı onları bekliyor , bugüne bakıyor.
Keops , Kefren , Mikerinos , İmhotep , Kleopatra , Nefertari , Ptah bizimle : Artık bizim de elimizde lotuslar ve yaşamın anahtarı...
Nil bekle beni... Karnak , Theb , Luxor , Edfu , Aswan'a götür.


24-26/11/2009