11 Nisan 2011

GALENOS sempozyumu'na davet...

.

Şehrime gidelim birlikte : Yerinde kumlar esen , sulara karışan yürek ağrım Allionai’ ye de uğrayalım.
Söylenceleri dinleyelim.Ege ağzının dadına varalım gari.
Asklepion ve Akropol ’ e , Bazalika ‘ ya dokunalım sonra.
Hemşehrim , bana el veren belki de , Galenos’a düşsün usumuz.
En iyisi , tarihin kokusuna bırakın kendinizi , sonra rüzgarın sesine takılıp , Bergama ’ya bırakın herşeyi…


09/04/2011

SIĞACIK

Sığacık , " sığınılacak bir liman" ı çağrıştırdı bende ismi.Ve de öyleymiş.

İon medeniyetine ilişkin oniki şehirden biri.

"Bir gün denizciler Ege'nin dalgalarına kapılır.Fırtına onları gecenin koyu karanlığında yakalar.Hiçbir yeri göremediklerinden kurtuluş ümitleri kalmaz.Derken top biçiminde bir ışık belirir.Denizciler de bu ışığı takip ederek limana ulaşırlar"

Asırlık çınar ağacı geçen yılları anlatıveriyor bir solukta.

Geçen yıllara direnen kale , Kaptan Piri Reis'in önerisiyle yaptırılmış.

Kale içine bir yerel pazar sokulmuş.Doğal demet demet otları, yöresel ev yemekleri , el işleri , papatyalar , dağ orkideleri , kayısı çiçekleri...

İnsanların yüzleri güleç , her sergide bir davet.Daracık sokaklara doğru uzayan sergilerin dayandığı evlerin kimi bugünün , kimi kerpiç eskiyi korumuş.Uzzun duvarlar arkası avlular.Bir Sığacık karanfili takıyorum saçıma...

Ve Teos...

Antik dünyadaki Dıanysos için inşa edilmiş en büyük tapınak...Ama nerde...Geride binlerce yılın tanığı antik bölge.Bahar şenlikleri yapılırmış bu kentte.

Evet şenliğimizi yöre insanının sıcaklığında pazarda ve deniz ürünleriyle yemekte yapıyoruz



03.04.2011

TARAKLI

Yakınlaşan uzaklardandı uzaktan...Başı dumanlı dağlar arasından...



Dumanlı dağlar seni düşürdü aklıma yol boyu

Seni , Karadeniz' i

Başı dumansız olmamalı hiçbir dağ

Ve dumansız olmuyor hiçbir baş.



Yeşiller içinde içimi ısıtan 19.yy Osmanlı Evleri...Ahşap çatkı arası kerpiç dolgu , "eli böğründe" lere oturtulmuş katlı , çamur sıva üstü beyaz boyalı , kırmızı kiremitli , ahşap göz göz pencereli , cumbalı evler.Evler arası minareler.

Odun kokulu sokakları tırmanıp , konaklar keşfetmek.O konaklar ki yaşanmışlıkları saklıyor hala.Oyıllardan gözlüyor bizi cumba arkası hazeranlardan.İç geçiriyor besbelli...

Huzur , dokuma , kanaviçe , dantel , kaşıklar , taraklar , şimşir ağacı ve Taraklı.Safranbolu geliyor akla , zaman durmuş buralarda...

Çakıp sönen şimdilerden , o yıllara sürüklenmek...



Günlerce günlerce önceydi

Üzüm gözünü , gül yüzümde gördüğüm

ve ördüğüm umutlarımı

Gölgenin yüreğime düşüşü

ve güneşle gitmeyişi

Kentimden kaçarken de benle.



Kış gecelerinde dışardaki karlı soğuk , ocak başına dairelermiş herkesi.Bir sohbet başlarmış sonra : Yalaza... Ocak alaz alaz yanarmış , yalazlar atarak.Yalaz alevin ucu , alaz ise alev.Bir şeyi alazlamak ise aleve tutmak.Dostluk , birliktelik ,sohbet ve sözü alevlendirmek " yalaza " yı yaratmış buralarda.



Diyar-ı Akşemseddin Göynük...Kefeki taşıyla örülmüş Akşemseddin'in türbesi , Fatih Sultan Mehmed ' den miras.Cami hamam yanyana tertemiz.Altıgen Zafer Kulesi her yerden görülen.Solukla tırmanınca yanına , Göynük Deresi eşliğinde daracık saksı çiçekli sokaklar , çiçek açmış dallar arası yosunlu kiremitleriyle harika evler...Zemin üstü bir-iki kat , kafesli , cumbalı ,insancıl , sıcak...



Göynük 'ten Mudurnu yönünde ilerlerken , Çubuk Gölü sapağındayız.Toprak yoldan sonra göl.Yel değirmenleri.Yer yer karlar.Sonsuz sessizlik...



19/03/2011

FRIDA KAHLO...

1907- 1954

Birleşik kaşlarının altında , görmüş geçirmiş acının izleri...

Neşeli saçlarının altında , kaderin kederi...

Kendi gerçeğini resmeden , fiziksel ve psıkolojik acının dalgaları ; umudu ve çabayı canlı tutan.İsmi gibi , bağımsız , kalıpsız kişilik , trafik kazasının yaşamını delip geçişi.

" Gündüzlerinin ve gecelerinin celladı " aynaydı , tavandan acılarına bakan ve resimlere başlamasının nedeni belki de...

Sıradışı bir kadın , bir sanatçı...Anlamlar , semboller , içtenlik , yalınlık , sakinlik, Meksika...

İstanbul, 19-20.03.2011