20 Mart 2013

BASMANE ‘ DEN…



       Altmışlı yılların sonlarına kadar Basmane, eski İzmir eşrafının, tüccarlarının ve sanatkarlarının yoğun olarak yaşadığı bir yerdi. Camiler, mescitler, çeşmeler, hanlar, köprüler, Roma, Bizans kalıntıları, , açık ve kapalı sinemalar, avlulu, havuzlu, cumbalı eski İzmir evleri ve her mesleğin ayrı kahvehanesiyle, bambaşka bir semtmiş. Milli Mücadele’de, Basmane’nin önemli bir yeri var. Hatta belirlenen bazı evler var ki, bunlar Kuvayi Milliyeci’ lerin toplantı yaptığı evler.

     Basmane Garı ise, ünlü Fransız Mimar Eiffel tarafından tasarlanmış. Kesme taştan bu bina; yıllarca tarihe tanıklık etti ve ediyor; kimleri ağırladı, uğurladı ve hüzünleri sevinçleri kimbilir ne çok?

Zaman içerisinde bu semtte yaşayanlar kültürleriyle başka bölgelere gittiler. Onların yerine başkaları, kendi kültürleriyle geldiler. Eski İzmir evleri amaçları dışında kullanılır oldu. Bazıları yandı, yıkıldı, enkaza dönüştü. Bundandır, sadece Basmane Garı ile benim için belirgin olan bu semt, bilmediğim yüzüdür İzmir’in. Güzelim binalar bakımsız ve korunmaya muhtaç , ne kadar acı.

     Geçen yıl, İzmir Büyükşehir Belediyesi, Basmane ve çevresini daha iyi tanıtmak amacıyla 5 günlük dolu dolu bir program hazırladı. Programda sinemadan tiyatroya, panelden, sergiye kadar her şey vardı.

     Basmane’yi anlatan fotoğraf sergisinden bir izlenimimle anlatabilir miyim, hiç girilmeyecek sandığım Basmane’nin Oteller Sokağını?

     Hiç bilmediğim , bildiğimde tedirgin eden yaşamlar var.Sokağa girdiğimde gördüğüm: Eski güzelim yapıların biraz makyajlanmış olduğu.Yaşayanlar ve çalışanlar, meraklı bakışlarıyla ve yüzlerinde buraya gelmezdiniz sorusuyla bakıyorlar.

Sergideki fotoğraflar etkileyici.Yaşam ne kadar zor bilsen de , bilemediklerin var.

Eski bir konağın salonunda , yuvarlak penceresi önünde sandalyede oturan bir kadın. Kapının üzerindeki alınlıktaki duvar resmi hala yepyeni.Bomboş konakta o zamanlardan kalan tek şey bu kadın.Eski öykülerin kahramanı olmalı. 
Fotoğraflardan bakan: Mülteciler , göç edenler , hayat kadınları kendi yaşamlarındalar.1800'lü yıllardan Basmane’nin onları misafir ettiğini bilmekten uzaklar.Çok uzak , odadaki dağınıklık , sefalet , lekeler ...Geçmişin soğumuş kalmışlığı çok uzak...

Saçlarına kına yakılmış kadın , yanında elleri hala kına içindeki adam , oğlu gibi , başka bir fotoğrafta gülümsüyorlar.Düşündürüyor : Gülümsemelerde de gizlenebilir mi bir acı ?
kahramanı olmalı..Yorgunluk , yoksulluk ; buna inat ahenk , renk var.




İzini bırakan fotoğraflar , Basmane Sanat Merkezindeydi ; Umarım etkinlikler ve düzenlemeler sürer de, böylece :Basmane ve çevresi hak ettiği ilgiye, bakıma ve eski güzelliğine kavuşur.