30 Ağustos 2009

30 ağustos

Türk Ulusunun yaratılışıyla örtüşmeyen, işgal altında yaşama durumundan kurtuluşumuzun zaferidir 30 Ağustos...
Mondros ve Sevr 'in silinişi
dünyaya özgürlük haykırışımız
Lozan'ın ve Cumhuriyetin ayak sesleri
Bir kez daha varlığımız senden ötürü Sevgili Atam.

25 Ağustos 2009

DİLE KOLAY...


Sevi izleği ile gelir Egemin Türkçesi

Doludur tamamlanmamışlıklarla

Büyüsellik gizlidir deyimlerinde

Dili yalın, dili sıcak, dili deyim Egem...

"Bir dilin oluşmasında yaşama biçimlerinin etkisi göz ardı edilemez.Anadolu toprağında, bölge ağızlarındaki söz değerleri böyle oluştu.Anadolu'dan uzaklaştıkça, kökü bu topraklarda olmasına karşın, Türkçe, değişik gelişmeler geçirmeye başladı."
Mustafa Şerif Onaran
Türkçemin söz varlığı, uçsuz bucaksız bir deniz.Derin mi derin.
Dil yurttur.Sevdayla bağlı olunandır.Vazgeçilmezdir.İnsan insanla çoğalır, yenilenir, yaşam sevince keser:Dil coşkusu içinde insanlar konuşa konuşa...
Dili yalın, dili sıcak, dili deyim Egem...Dile kolay yazabilmek...
Bir yerden başlayayım, örnekleri daha çoğaltmak sözüyle.
Kısaltılmış ve öz kelimelerle doludur Ege ağzı, öylesine sevimlidir, siz de seversiniz Egeli olmasanız da.Örnekleyelim mi?
İngiliz aksanıyla, Türkçe konuşmak gibi cümle sonundaki -r- harfi söylenmez:
** getir=geti , alıver=alıve , bekliyor=bekliyo
- yorum, -yorsun eki -yom ve -yon ; -ceksin, -ceğim eki -cen, -cem diye yuvarlanmıştır:
** gidiyorum=gidiyom, geliyorsun=geliyon, göreceksin=görcen, yapacağım=yapcem
Kelimelerin başındaki -k- harfi, -g- harfine dönüşmüştür:
** kalk=galk, kolay=golay, kaç=gaç, kalay=galay, kaynana=gaynana
Bazı kelimelerde de -t- harfi, -d- harfine ; -p- harfi, -b- harfine :
** tane=dane, gölge=kölge, pazar=bazar
Bunlara bakarak biz gibi konuşamazsınız, çünkü bazen de: günah=künah, diken=tiken, gölge=kölge , pabuç=babuç oluvermiştir.
Hepinizin bildiği, -gari miz vardır ve kendimize özel kelimelerimiz de...
Bazı özel isimleri seslendiğimizde, tanıyamayabilirsiniz.Deyimsiz hele, hiç olmaz.
En iyisi bazı kelimelerimizi, deyimlerimizi, isimlerimizi, bazen de örnekleyerek yansıtayım.

Alemin =Ali Emin
Amet =Ahmet
Apturaman =Abdurrahman
Aşe =Ayşe
Gadirye=Gadriye=Kadriye
Hatçe=Hatça =Hatice
Habbe=Hebbeba=Habibe
Höriye =Huriye
Hallibiram =Halil İbrahim
İbram =İbrahim
İmine =Emine
İrecep =Recep
İsmel =İsmail
Küsüm =Gülsüm
Üsen=Üseyin=Hüseyin
Sülüman =Süleyman
Tefide =Tevhide
Fadime Gadın=Bazı isimler, yaşa bağlı olarak Kadın kelimesiyle söylenir.
Gelin gız =Bazılarına da kız kelimesi eklenir.
Gadın gızım =Bu sesleniş de kişinin olgunluğunu, bilgeliği anlatır.
Zayde =Zahide

-ağzına kaçmak:çok yakın durmak yada o kadar yakınki anlamında
-ağzımıza(ağzına) eğri mi gidecek:yesen ne olur, bahane bulma anlamında
-afyonu patlamamış:uyanamamış, ayılmamış
-allı evleniyo,güllü gelin oluyo:Çok kalabalık ve karışık ortamları tanımlamada
-anasının cebi :Bu kadar da olmaz, anlamında
-anasının gözü:Hem bu kadar da olmaz, hem de fena, hileci kişi anlamında
-arabadan aldın mı ham bostanı:Dediklerin çıkmadı, gördün mü, öyle değilmiş değil mi
-aya kırık tazı gibi=ayağı kırık tazı gibi koşmak; çok gezmek
-ayna göz:rahatsız edecek şekilde bakanlara
-anası(babası) gılıklı:Annesi yada babası gibi
-anasına çekmiş:Annesine(veya benzetme yapılacak kişi) benzemiş
-armut gibi boyun:ince bir boyun
-asfalyamı attırma!:Beni sinirlendirme..
-atla deve mi:büyütülecek bi şey mi, o kadar da değil..
-ayağı suya ermek:anlamak
-aynı tas aynı hamam= Hiç bir şey değişmedi, hep aynı anlamında
-ağır ol, kadın ol:olgun, sakin, ağırbaşlı ol
-bildik gitmeden sevdik gelmez:elinden çıkmadan olmazdı, gidene üzülme anlamında
-bacak kadar:küçük, kısa
-bayramlık aaz(ağız):Kötüyü söylecek ağız
-bulup da bundurmak:Bulmuş da beğenmiyor, anlamında
-burnunu çekmek:zor bulursun anlamında
-büyümüş de küçülmüş:çok bilenlere söylenir
-boru gibi ses:çok kalın sesli
-boşan da semerini ye:Sen doyduğunu bilmez misin anlamında
-burnundan solumak:Çok sinirlenmek
-başını yiyesice:İlenç sözü
-çalıya dolanmak:bir işin olmaza girmesi
-çomak sokmak:Birinin işine engel olmak
-de gidi de(ee) :Yadırganan, üzüntü duyulan, onaylanmayan durumlarda söylenir.
-Bizim olan(oğlan) gitmiş bi araba alıvemiş
-De gidi olumm deee.Para va(r) gibi.
-çarşamba yumurtası:gurk basıldığında, çarşamba günkü yumurtalardan çıkan civcivler özürlü olurmuş, herhangi bir kişi veya nesnedeki eğri büğrülükteki benzetmede
-dev anası gibi:çok iri anlamında
-dul karı beslediği:çok bilmiş anlamında
-duba gibi olmak :Çok şişmanlamak
-düdük gibi:çok dar
-donsuz dumansız :Açık seçik, çıplak
-dut gibi olmak:Çok sarhoş olmak
-el elin eşeni(eşeğini) ıslıkla çağırırmış:Birinin diğerinin işini kar amaçlı yapacağını anlatır.
-eriyip, guruyup(kuruyup) gitmek:Çok zayıflamak
-eksikli olmak:Mahçup olmak
-embet sombet:sonunda, sonuçta, son olarak
-fellik fellik gezmek:Çok ve oraya buraya uğrayarak gezmek
-gebe çakal gibi:çok yemekten karnı şişme durumu
-gıcırdayan arabaya binmek:her duran arabaya, her gel diyene gitme, çok gezme durumu
-göğe merdiven dayamak:olmayacak yerlere bile gidebilmek, yapabilmek
-gözüne dizine durmak:"gözüne dizine dursun" yaptıklarım haram olsun anlamında
-gopçaları goyvemek:gopçaları goyvermek:Çok korkmak, gevşemek
-gözünden al:işte sözettik geldi, karşılaştık anlamında
-gudum gudum gudurmak(kudurmak):Çılgına dönmek,huysuzluk yapmak
-gulağı uzun olmak:Herşeyi duymak
-gurk tavuk gibi gezmek:hiç ayrılmadan, sürekli birlikte gezmek
-guru guru (kuru kuru) oturmak:İkramsız, sadece oturmak
-guzguna(kuzguna) yavrusu hoş gelirmiş:Herkesin kendi çocuğunu ne olsa seveceğini anlatır.
-gündüz feneri gibi:Çok esmer yada kara
-hak kuşu:haklıyı, hakkını koruyan
-harala gürele çalışmak:Çok çalışmak
-har har solumak:Derin derin nefes almak
-hastala(hastalar) olmak:Çok üzülmek
-hay gidi hay :Acıma, hoşlanma gibi durumlarda
-haymana gibi gezmek:Kendini alamadan başıboş gezmek
-İ'nesiz(iğnesiz) arı gibi:Söylenip durmak
-İki taşı diksen baca, kime varsan koca:Herkesi , ne ve kim olursa olsun eş olarak isteme durumu
-ipim sapım yok:iyi değilim, kötyüm
-kabak başına patlamak:senin üstüne kaldı anlamınd,
-kadı mı oturttu:kalkmak ve hareket etmek istemeyen, gittiği yerde oturup kalanlar için söylenir
-kazanın altında kalmak:öyle derinlerdesin ki, hiçbir şeyden haberin yok,anlamında
-kırk yalan:Çok yalancı kişi
-kestane çıktığı gabığı(kabuğu) beğenmezmiş:Sonradan görmelere kullanılır.
-kirli çıkı:Çok şeyi saklayıp, gerektiğinde çıkarıp, kullanan kişi.
-koca ölü:yerinden kımıldatılmayacak kadar ağır anlamında
-körün değneği:apansız, şaşırtıcı anda gelen şeylere
-kör tırnak:İşe yaramaz, maharetsiz
-kuyruklu koyun gibi:kalçası çok büyük olanlara benzetme
-kuzu mu yiyeceksin (yedin):o kadar doyacak mısın(toksun)
-leblebi gibi:çok fazla olduğunu belirtir
-lök daşı(taşı)gibi oturmak=Lökeşe gibi oturmak:Hiç bir şey yapmadan oturmak
-misafir gelse doyunsak, yağmur yağsa arınsak:Bir sebep olsa da yapsak, tembellik anlamında
-noldum delisi olmak:Birden zengin olup şımarmak
-ömür törpüsü:ömrü tüketen şeylere, kişilere kullanılır
-paşa davulu gibi:Yerinden kalkmaz gibi kurulmak
-pazarda az görmemiş:Aç gözlü anlamında
-piç horoz gibi:saldırganca, bıkmadan yınelenen davranışı yapan kımse
-punduna getirmek:uygun zamanda yapmak
-sakallıya selam vermemek:kimseye aldırmamak
-sırtında yumurta küfesi mi var:açıklama yapmaktan korkma, kırılacak şey mi taşıyor da silkemiyorsun, anlamında
-telaşe memuru:çok acele eden, sabırsız
-tüyü teleği dökmek:Aşırı zayıflayıp, yıpranmak
-taş yaslan, toprak döşen:Ne kadar fedakarlık yapsan da yaranamama durumu
-taş kökü ye:Yemesi sorunlu olanlarda, bişeyi beğenmeyenlerde söylenen sitem sözü
-tuzu kurumamak:bir yere sık sık gitmek
-türkülü masal:Oldukça uzun süren herşeyde kullanılır
-ortalığı panayır yerine çevirmek:Davranışları yüzünden herkesin toplanmasına neden olmak, dağıtmak
-öküz öldü ortaklık ayrıldı:Çıkar ilişkisi bitenlerin ayrılması
-paparayı yimek(yemek):Azar işitmek
-patlıcanlı yoğurt gibi:çok esmer bırının saçını sarı boyatması veya beyaz giymesi durumu
-suratı sirke satmak=suratı turşu satmak:Asık suratlı olmak
-takkeleri değişmek:Bozuşmak
-tavukların hanım ablası:Çok erken yatanlar için kullanılır.
-tefe goymak(koymak):Alay etmek, hakkında çok laf etmek
-tıngadak gitmek:Ölüvermek
-yarısı kırk kadar:Çok kalabalık olma durumu
-yüreği örtülmek:bayılacak gibi olmak
-zohur etmek:sabırsızca zorlamak


aba:abla
a'manin, aboo, abov, abu :hayret,şaşırma sözü
ayun gızan:aman çocuklar, anlamında kullanılan pekiştirme sözü
accık:azıcık
ağı, ağu:zehir ağılamak:zehirlemek
aha:işte
alemiyon:aliminyum
aşarı:aşağı
asfalya:sigorta
akıtma:krep
arapsaçı:malatura:rezene
akkın:bir işin hızlı,çabuk olması
alengirli:gösterişli,yakışıklı
alentirik=elemtirik=elentirik:elektirik
alimiyon=alimiyun: aliminyum
amele:işçi
aaşam:akşam
avurt:yanak
ayaz:soğuk
aydeş:çok zayıf
avaz:bağırı
azık:yiyecek

badılcan:patlıcan
bapuç:pabuç
bazar:pazar "bazar ekmeği"
belermek:(gözleri)büyümek, kocaman olmak
bazdırma=bezdirme:bazlama
biyo:bir kere
böyük:büyük
bakem:bakayım
bide:pide
beni bak:bana bak

cirbe:ezilmiş şey
cingar:kavga
cibiliyetsiz:terbiyesiz
cigara:sigara
civcik:çok mücadele eden,inatçı, cıvıl cıvıl kişi
çekişke:çekişte: kırılarak yapılan zeytin
çıkı:küçük bohça
çiğdem:ayçiçeğinin çekirdeği
çikin:çirkin
çilemek:çiselemek
çimdinmek:azar azar yemek
çömeşmek:çömelmek

dene:tane
de mi:değil mi
del:değil
deniştirmek:değiştirmek
develik:ebegümeci
deyem:diyelim
deyon:diyorum
dikolta:askılı iç giysisi, ("dekolte"nin okunuşu olabilir)
dinelmek:ayakta kalmak
don:pantolon
domata:domat:domates
döşek:yatak
dullamış:çok olgun, yaşından büyük davranan


ebe çöreği:pişi,yağda kızartılan hamur işi
elemtirik=elentirik:elektirik
enki:şu,bu işareti
emme:ama
encik:yavru
entari:elbise
essah mı?:esas mı, doğru mu?
esik:eksik
estirikli:sürekli karar değiştiren
evsimek:tahılı savurarak temizlemek
ey!:efendim, ne var
eyi:iyi

fasille:fasulye
felçik:karıştıran, nifak sokan
fişne:vişne
fita:önlük

gangıldak:çok uzun, kambur, çirkin
gari:artık anlamında, çok yere kullanılabilen sözümüz
gabık:kabuk
gocuk:yağmurdan ve soğuktan koruyan kalın mont
goz=koz:ceviz
gazan:kazan
gavur:yabancı
gaç!:aman, kaçınmak, bir şeyden uzak durmak
galeyli:kalaylı
gaynana=gayınna:kaynana
gurcalamak:kurcalamak
gangal:kangal,karpuz kabuğu dilimi
ganırtmak:kanırtmak,germek gererek kırmaya çalışmak
göynek:gömlek,cepken
goley:kolay
gırnata:klarnet
gazte:gazete
gopça:düğme, vida
govu:dedikodu
govucu:dedikoducu
gökgözlü:mavi gözlü
göğermek:yeşillenmek
günem, günecim:isim yerine,bir yakınlık ve sevgi sözcüğü
galkıve:kalkıver
gımıldanmak:kımıldanmak (gımıldan gımıldan gımıldanıve:bir şarkıda geçer)
gitmiyom ki:zaten gitmiyorum anlamında
gatmak:katmak, ilave etmek
go:koy
gurk basmak:kuluçkaya bırakmak
gübür gübür:hızlı hızlı
güççük:küçük

hadi gari:haydi artık
hedaye:hediye
hava:türkü
hayat:evlerin onundeki yarı kapalı bahçe
hangisi ki?:hangisi acaba anlamında
hinci:şimdi
horozlanmak:kavgaya hazır beklemek
hökümet:hükümet
hoşaf:komposto, genelde üzümden yapılanı
höpürdetmek:sesli, hüpürdeterek içmek
hu:seslenme sözü(huuu goşuuuuu)

incik cincik:gereksiz ufak tefek şeyler
ireçber:rençber:işçi, tarım işçisi
iyi bakam:iyi bakalım

kaktırmak:itmek
kaatlı şeker:kağıda sarılmış şeker
karga beyni:karlama:kar helvası: kar üzerine pekmez eklenerek yapılan tatlı
kave:gayfe:kahve
kayrak:taş
kaygana:akıtma, krep
kekeç:çekiç
kesmik=kesik:çökelek
kevkilmek:yamulmak
kıvrak:bazı köylerde başa alınan, iki yanında giyilmeyen yarım kolu olan siyah giysi
keranacı:daha çok kötü, bazen de kurnaz insanlara denir
kırpıştırmak:sürekli kırpmak
kitibiyoz=kıtıpyoz:cimri
kumkuma:yuvarlak kap
künah:günah
klorak:çamaşır suyu
kurtlanmak:kıpırdayıp durmak, rahatsız olmak, hareketlenmek
künge:çöp
kölge:gölge
kösteklemek:hayvanın ön ve arka ayaklarını bağlamak
köv:köy

macır:muhacir, göçmen
malatura:arap saçı, ebegümeci
mal:büyükbaş hayvan mal gibi:aptal, pasif
marazlı:huysuz veya iştahsız, hastalıklı
mazaldak:ham olmamış,eğri büğrü meyva,insanlarda da kullanılır
merdimen:merdiven
motur:traktör

nacak:balta
nahtar:anahtar
nalangı:mücver
namazlayi:seccade
napıyon:ne yapıyorsun
netameli:inatçı, belalı, fena
netcen=napcen:ne yapacaksın
nolcek:ne olacak
niye ki?:niye acaba
neden ki?:neden acaba

oklaç:oklava yaslaç:hamur tahtası
oturak:alçak tabure
olmakva:olmalı
olmeyivesin:olmayıversin
o'sun:olsun
oşalamak=okşamak
ö'le:öyle
ö'len:öğlen, öğleyin
ö'sen=önsen:herhalde
öte yan:öbür taraf
ö'sürük:öksürük
örüklemek:ön ayağın birini bir yere bağlamak

parpulamak:sarsmak, hafif dayak
patetis:patates
payam:badem
pençire:pencere
pişi:yağda kızaran hamur işi
pufu=maltız:yarım tenekenın ortasına bir ızgara yerleştirilir ve alt kısma da hava alacağı bir açıklık yapılır, mangal gibi içinde yakılan ateşten yararlanılarak yemek pişirilir.
pirelenmek:şüphelenmek
püsküt:bisküvi
pusmak:sessizleşmek, saklanmak

sadeç:sadıç, arkadaş
safur:sahur
saya:bahçe kapısının üzerini yağmurdan koruyan kısım
senet sepet:senet ve diğer belgeler
seyirtmek:koşmak
sokabaş:sokulmayan,çekinen kişi
soluk:nefes
sona:sonra
sovan:soğan
söbü:uzun
süllenpe:toparlanamayan, kirli, sakar
şappadanak:şap diye, hızlıca
şaşkın:çok zayıf
şeher:şehir
şaştım aşı:çabuk yapılan yemek
şavk:ışık
şevketi bostan:akkız, yenen bir ot çeşidi
şıpıdık:terlik
şinci=şincik:şimdi


taka-tuka:beyaz ve sert helva
telaşe:telaş
tırabzan:merdiven korkuluğu
tiyel:teyel
teze:taze
tiken:diken
tinsirmek:aksırmak
tirit:et suyu ile ekmek parçaları ıslatılarak yapılan yemek yada çok yaşlı kişi
tuşaklamak:ön ayakların arasında bir miktar ip bırakarak bağlamak

urba:giysi
urdan uraya:ordan oraya
utaşmak:uc uca eklenmek
ünnemek=ünlemek:seslenerek çağırmak

velesbit:bisiklet
veran=viran:güçsüz, kuvvetsiz, hastalıklı kişilere denir
vicikis:vixs (bir hastamın okuyuşu)

yal gibi:içimi hoş olmayan, tatsız içecek
yalamaca:dondurma
yapındırmak:kaşla göz arası, yapıvermek
yastıgeç=yaslaç:hamur tatlısı
yavız:yavuz, güzel
yaveş:yavaş
yaymak:dağıtmak, "ortalığı yaydın" gibi kullanılır
yoğurt çalmak:yoğurt yapmak
yörümek:yürümek
yu'mak:yıkamak yunmak:yıkanmak
yımırta:yumurta
yapmayıve:yapmayıver

zebil etmek:ziyan etmek
zangadanak :birdenbire, aniden

tarla takke=tarla tokat: tarla vs
senet sepet :senet ve diğer belgeler
incik cincik :küçük ve bazen gereksiz şeyler
eni konu :epeyce
galdır gopar=kaldır kopar
ilik sökük
geti götü = getir götür
dura kalka
algı vergi
allı pullu
allı güllü
ite kaka
harala gürele

12 Ağustos 2009

LEFKOFRİS

Burası küçük ve sevimli

hep düşlediğim ada

sen orada, ben orada

soruyorsun nerede, nerede

tepeden tırnağa sevincim

buradayım yanında sevginle

bir yanımız dalga, bir yanımız üzüm

başımızda dönen dünya

rüzgar gülleri gülerken güneşe

başları dönmezcesine dönerken

gözlerimizdeki ışığı veriyorlar

rüzgarımız hiç sönmesin

denizdeki dalga

sığmazken kaba

polente yapayalnız yıldızlar olmasa

gün turuncuya boyarken güdişini

"tenes'in baltası kesmemiş" günle geceyi

yanımdaki sen

bir de rüzgar

cumbalı evler sen kadar mavi

canım rüzgarın hiç sönmesin emi?