17 Nisan 2009

ÜLKEMİZİN KAÇIRDIĞI EN BÜYÜK EĞİTİM PROJESİ


Bir zamanlar Türk ulusu, Nisan ayında iki bayram yaşardı…

Cumhuriyeti kuran çağdaş aydın kadrolar, eğitimin öncelikle köylerden başlaması gerektiğini belirleyerek, eğitimi köylere indirgemeyi benimsemişlerdi. En büyük eserleri ise Köy Enstitüleri’nin kuruluşuydu. Çok değişik ve çarpıcı bir girişim olan Köy Enstitüleri hareketi belki de dünyaya örnek, ülkemizin kaçırdığı en büyük eğitim projesidir.
Bundandır, Yücel’lerin, Tonguç’ların çizdiği haritada Köy Enstitülerinin yerleştirilmediği yurt toprağı kalmamıştı.
Kepirtepe, Arifiye, Kızılçullu, Ortaklar, Çifteler, Gönen, Aksu, İvriz, Düziçi, Hasanoğlan, Gölköy, Akpınar, Akçadağ, Pazarören, Yıldızeli, Beşikdüzü, Pulur, Dicle, Erciş, Cilavuz , Savaştepe.
Tüm Türkiye’ yi kaplayan aydınlık, kültür, bilim, sanat, ulusalcılık, insan ve yurttaş sevgisi kaynakları, ocakları, efsaneler…
Yarattıkları bu efsane; yeşeren toprak, yükselen yapı, ışığa dönüşen su, sanat, dayanışma, paylaşım, aydınlanma, özgürleşme demekti.Onlarınki yalnız bir eğitim değil; yaşam biçimiydi.
17 Nisanlarda bunları bir kez daha yinelemek, her zamandan daha fazla önem taşıyor. Çünkü bugünkü Türkiye tablosuna baktığımızda gördüğümüz manzara insanın içini acıtıyor. 17 Nisan’da yakılan aydınlanma ateşi söndürülmeseydi bugün;
-gidilmemiş köy,okulsuz çocuk
-işlenmemiş tarla
-aç-açık insan, fabrikaları kapatılmış işçiler olmayacaktı.
-Avrupalarda çalışan işçiler
-töre cinayetleri
-boşalmış köyler
görülmeyecekti, diye düşündürüyor.
Ne yazık ki, çok kısa ömürlü olmalarına karşın; öğrencisi, öğretmeni, çalışanıyla aydın, özgür üretken, araştırmacı, sorgulayıcı, Atatürk İlke ve İnkilaplarına, Laik Cumhuriyete inanan ve bu yolda yürüyen bireyler, yurttaşlar yetiştiren, bugün dahi birçok ülkeye örnek olabilecek üretime dönük eğitimi öngören Köy Enstitüleri;
-Laik eğitimin başlamasında öncülük etmiş
-Sanayi için eğitilmiş nitelikli iş gücünün oluşmasına yardımcı olmuştur.
-Ataerkil toplumdan çekirdek aile toplumuna dönüş başlangıcı olmuştur.
-Atamızın özlediği demokratik toplum ve kültür için kurumsal alt yapı oluşmasına neden olmuştur.
-Ezbercilikten uzak sorgulayan bireyler yetiştiren, demokratik ve üretici eğitimin başlamasına öncülük etmiştir.
Altmışdokuz yıl önce atılan o uygarlık adımlarının öncüsü İsmail Hakkı Tonguç,
"İnsanoğlunun kazanacağı en büyük zafer, korkuyu yenmesiyle elde edeceği zaferdi" der ve Atatürk'ün ışığında, eğitimin önce köylerden ve kendi eğitmenleriyle başlaması gerektiğini bilerek "Köylü, bu kahramanları kendi içinde yetiştirmeye mahkumdur" der.
Yol arkadaşı, Hasan Ali Yücel ise
“Bir kişinin atacağı dev adımları değil, bin kişinin atacağı insan adımlarını özlüyorum.” demiş.
Nerde o adımlar?
Nerde aydınlanma?
Nerde Köy Enstitüleri?