11 Şubat 2008


















PERGAMON ASKLEPION'UNDAN BUGÜNE...


SANITAS PER AQUAS...

Bir Nymphe, yıllardır yol sanıp bastığımız yer altından, bugüne çıkmayı beklemiş zamanda.Zaman her derde deva der gibi...
Geceyle gündüz : Nyks ve Hemera
hep biri dışarda yeryüzünde
Nyks içeride çıkmayı bekler
biri ellerinde götürür ışığı
sayısız gözlerine insanların
Öteki uykuyu taşıyor kollarında.Olympos'un doruklarından Pergamon Asklepion'una iniyor tanrı Hypnos.Ve uyutuyor şifa arayan hastaları.Şifa bulacakları uykuya dalıyorlar müzik eşliğinde.Lir'in sihirli tınıları belki de işittikleri.Apollon'un mu, Orphe'nin lir'i mi bilinmez?
Uyuyorum sağaltım için: Tanrılar yolundan geçiyorum düşümde.
Asklepios'u görüyorum; elinde yılanlı asası, sırtında harmaniyesi, ayağında sandalları.Kendine hekimlik sanatını, doğanın sırlarını öğreten
Kheiron'u anıyor, ötesini anlatıyor:
Athena öldürünce
ejderha kanatlı Gorgo canavarını,
sağındaki zehirli kanı atar ve
alır sol tarafından akan şifalı kanını
verir Asklepios'a
ölüleri diriltmiş Asklepios bu şifalı kan ile
Asklepios anlat ağıtını...
Ama Zeus, bu aşırı güce göz yumar mı, ak yıldırımlar salmış Asklepios'un üstüne.Hekimlik sanatını sürdüren kızı Hygieia, oğlu Asklepiades ve niceleri gönül vermiş sağlığı vermeye, onun izinde.
“Buraya ölüm giremez” yazısını görüyorum Asklepion'un kapısında...
Gymnasıum'da, Galenos ile sohbetteyim: Damarların hava değil sıvı taşıdığını, kasların tek değil takım halinde görev yaptığını, kalp atışı nabız ilişkisini, sinir ve sindirim sistemlerini anlatıyor.Bilgiler yineleniyor içimde. ”Pharmacie Galanıque diye fısıldıyor kulağıma.
Övünürüm senle Pergamon'lu Galenos...
Lokman Hekim
ilaçlar yapan yabanıl otlardan
elinden düşürür ölümsüzlük otunu
alıp gidense bir yılan...
Bir kaba başları uzanmış iki yılan taşa işlenmiş, Asklepion'da.Galenos'un sesini duyuyorum:
Asklepion'a giremeyen ölümcül hasta, iki yılanın zehirini boşalttığı tastan içer ölümü.Ama ölmez ve iyileşir.
Simgemiz olurlar o günden bugüne
diyor Galenos.
Uyanıyorum mitoslarla dolu bir sağaltım düşünden.
Asklepion'dan Allionai'ye gitme zamanı şimdi.Rüzgar sesleniyor kulağıma : Sanitas Per Aquas (Sudan gelen sağlık/iyilik) ...
İS 2.yüzyılda yaşamış Aristides, Kutsal Sözler adlı eserinde, Pergamon’a 23-25 km. uzaklıkta olan Allionai ‘da şifa bulduğunu anlatır.
Anlatır ama, tarihin iz düştüğü Allionai nerededir?Nerede gizlenmektedir?
Bir serptik, bin verdi.Çiçek verdi, meyve verdi, aş verdi; kara toprak.Bugün de yüzyıllardır gizlediği Allionai’yi veriyor gün ışığına.Bir kenti yüzyıllardır özlediği insanlarla buluşturuyor.Bizler ne kadar kucak açabileceğiz ona?
Orada bir tarih yaşıyor.Bu nefes, esen rüzgarla yüzünüzde.
Yarım tonozlu geçit öyle gizemli ki, kendimi bir zaman tünelinden geçmiş gibi hissediyorum.Geniş ve uzun caddeyi, sütunlu bir başkası kesiyor; konutları, köprüsü, çeşmesi, dükkanlar, şaraphanesi, dinsel yapıları, forum alanı, içme ve atık su kanalları, kanalizasyonu, araba izleri, termal tesisleri, tedavi yapısı, hamamları, hamamında frigidarium (soğukluk), tepidarium (ılıklık), caldarium (sıcaklık), apodyterium (soyunma yeri), sıcak suyu ve doğası ile yaşamı bulmuş insanların izleri var.
Tam bu mekanlarda, o zamanın insanı gibi kendimi düşlerken, bizlere de gülümsemek için bu günü beklemiş Nymphe‘ye düşüyor yolumuz.Şimdilerde, yeri Bergama Müzesi’nde olan su perisi susuz... Hamam yapısı içindeki nişte yalnız başına 1800 yıldır sürdürdüğü uykusundan uyandı ve “Ben hala ayaktayım” dedi.
Tüm görkemi, güzelliği ile ayakta bizleri izledi, kararımızı bekledi; ama boynu biraz bükük gibi.
Nymphe ağlamıştı, ağlıyordu, ayaklarının altında birikmiş sular gözyaşları gibiydi...
Şimdi yeni mekanında, gözyaşları tükenmiş gözleriyle yine boynu bükük bakıyor.Suların kucağındaki kaba dolup, boşaldığı günleri düşlüyor gibi...
İğne ile kuyu kazılır mı?” denir ya hani.Evet, bir kent için kazılıyor.Kazı ekibinde her gün yeni bir umut, gün yüzüne her çıkanla yeni bir sevinç yaşanıyor. Her görüşümüzde biraz daha gün ışığında, biraz daha ayakta bir kent.
Ama, neden hep ikilemler olur payımıza düşen?
Bu kentin kaderi de sular içinde kalmak olmamalı:
SU İÇİN VAR OLAN ALLIONAI, SU İÇİNDE KALMAMALI !


*** Yapımı süren Yortanlı Barajı’nın suları altında kalacak olan İzmir/Bergama/Paşaköy mevkiindeki Bergama Müzesi’nce başlatılan Yard.Doç.Dr.Ahmet Yaraş'ın başkanlığını yaptığı kazılarda bugüne dek bilinmeyen “Alionai” antik yerleşmesi saptandı.Ve yaklaşık kırkbin metrekarelik alana sahip Allionai’nin Bergama’nın 2. sağlık yurdu olduğu sanılıyor.Bergama Asklepion’unda psikoterapi, Allionai’de ise hydroterapi yapılmış...