28 Nisan 2023

İSPANYA & PORTEKİZ 06.04.2023

 1. GÜN : İZMİR, ANKARA, İSTANBUL'DAN BARCELONA    06.04.2023

İzmir, den İstanbul aktarmalı saat 15:10’da Barcelona’ya varıyoruz. Havalimanında bizi bekleyen özel otobüsümüz ile Barselona şehir turumuza başlıyoruz. Turumuzda  Plaza De Catalunya Meydanı(olimpiyat için yapılan binalar, artık kullanılmayan arena ve ulusal müze burada), Yahudilerin çokça bulunduğu tepe, burada olimpiyat stadi...yolda ressam miro muzesi....yolda mont juic tepesine çıkan funikular..biz otobüsle gidiyoruz ve tepeden liman ve panoramik bir şehir tanitimi....La Rambla Caddesi, Kristof Kolomb Heykeli, La Sagrada Familia Kilisesi, Plaza De Espana yi gezdik.la ramblaeydaninda açık pazarda yemeğimizi (beef,& onion espinado )seçip yedik.Barcelona şehir turu sonrası otelinize dönüyoruz. Konaklama Barcelona'ya yaklaşık 40 km Costa brava bölgesinde Calela da, otelimiz Las permalos****
Espetta yedik
2. GÜN : Girona , tarihi bir şehir ve yahudi nüfusu fazla...Figuares , Dali burada doğmuş ve Dalı müzesi ; Dalı eski...binasını alıp müze haline getirmiş.muzenin caddeye bakan duvarları Figuares e özgü bir ekmek( ortası yuvarlak uçları bağlanmış gibi) heykelleriyle bezenmis.Dali katalandir.Salvador ölen abisinin adı.reenkarnesin diye büyütülmüş.once realist, müzede tek realist  eseri de sergileniyor:bir sepet içinde ekmek)sonra surrealist, daha sonraları kübik eserler verdi ve surrealizmde paranoik eleştirel metod u geliştirdi.esesrlerinde 3bboyutlu olanlar var. Son eşi olan Gala nin özellikle çıplak resimleri çok..ve Dalı nin kemikleri bu müzede ..cumhuriyetciyken Franko ya yaklaşmış, bu yüzden rahat yaşamış..
Yolda kanola tarlalari güzel yeşilliğin içinde sapsarı...
Barcelona ya 15.00gibi döndük, serbest zamanımızda  Gotik mahalle, catedral, Katalan meydanından Gaudi nin eserleri Casa Milla ve Casa Batilla yi gezdik.caredralin arkasındaki meydanda bir flamenko gösterisi izledik.donuste açık pazarda calamar, balık ve salata üstüne pineapple  ziyafetiyle yorgunlugumuz dinlendi.
İspanya nın orta kısmında nüfus yoğunluğu yok.Segovya ilk üni.kenti.Kiyilar ve Madrit  cevresinde yogun.İspanyolca Katalanca ve Bask(%2-3)dili(900000kadar nüfus) konuşuluyor.
Otelimiz yine aynı.

3. GÜN : BARCELONA - VALENCİA
Sabah kahvaltısı sonrası Valencia’ya hareket ediyoruz. Molalarla 5 saatlik bir yolculuğun ardından Valencia’ya ulaşıyoruz.Valencia özerk bir bölge.ispanyada 17 tane özerk bölge var.
İlk Sangria seckimizi molada yapıp, tadına baktık, güzeldi...
Çok gelişmiş olan ultra modern görünümlü,ülkenin 4.kenti Valencia’yı gezmeye başlıyoruz. Turya nehri  nin yatağı degiştirilmis.: Parklar bahçeler, opera bin.kutuphane, denizcilik binası gibi çok özel binalar yapmislar, adeta uzaydan gelmişlercesine modern binalar, havuzlar, yürüyüş yolları, gondollar, bahçeler, mozaik banklar.Santiago Calatrava'nın bu eserleri ile bilim ve sanat şehrinde gezimize başlıyoruz..Gotik Katedral, Micalet Çan Kulesi, 15. y.y. da takasla alışveriş yapılan Lonja Marketi gezisi yapıyoruz. VALENCIA şehir merkezinde serbest zamanda yeni caddeler keşfettik ve deniz ürünlü paella, seçtiğimiz  tapas lar ve sangria ile bir ziyafet çektik..
Yol boyu zeytinlikler.zeytin kahvaltıda yemezler, alkolun yanında, yemeklerde, yağ olarak tüketirler.
Gezilerimizin andıran konaklama ve sabah kahvaltısı Valencia’da ki BB adlı otelimizde. 
4. GÜN : VALENCİA - GRANADA (EL HAMRA SARAYI)
Sabah kahvaltısının ardından 330 km yolculukla tarihi Granada sokaklarında gezimize başlıyoruz. Yine zeytinlikler, yeşil bitki örtüsü,badem ve narenciye gibi  güzel agaçlar, güzel yerleşimler..
Andalus dağlarınin tepelerinde kar vardi
Nar bu şehrin simgesi
Franko kadınları çalıştırması, futbol ile ülkeyi tanıttı:Reel Madrit,14defa dünyaya kupası.1968de eurovizyonu kullandi.Franco ölünce Juan Carlos başa geldi ve partilerin kurulmasına izin verdi. 3saat sonra Andalusya bölgesinde yiz yani Endülüs..Endülüs emevileri dagilinca 10civarindaki tayfalik
Nasoriler ,Granada tayfaligidir, haraç vererek ayakta kaldılar.
      Algoritma, kimya, tıp Araplar yani Endülüs Müslümanların dan İspanya'ya ve dunyaya yayıldı.imamhazim karşılaştırmalı din bilgisini ilk yapan kişi.o zamanlar Müslümanlığın ilmi açıdan güçlü olduğu donem.Gazali ,Farabi, aynı dönem farklı yerlerde yasadılar..
9.yy murasiyile tarikatı taa fr devriminde yapılanları dile getirmistir.tabi ortadan kaldirdilar..ibni rust burada dogdu.
El razı, ibni Sina nin o günlerde söylediklerine bakınız.10yy dabagdat kutuphanesinin yakılması, istihar kapısının kapanmasi ile yeni fikirlerin önü kesildi.1000seneye yayılan sömürü...16yydan itibaren geri kaldık.
              Gezilen yerler arasında, Gran Via, Reyes Catolicos Anıtı ve Caddesi, La Rambla Meydanı, Arap Çarşısı, Belediye Meydanı vardı. Granada turumuzun ardından El Hambra Sarayına gidiyoruz.Nasiriler yaptirmiş.Saray deyince Topkapı ve ElHambra akla gelir. saray gezimizde; İslamiyetin ve Hıristiyanlığın motiflerinden esinlenerek yapılmış mimari yapıyı, müthiş havuzları ve bahçeleri ile gerçekten guzellestirilmiş diye düşündük..UNESCO Dünya Kültür Mirasları Listesi’nde yer aliyor.Saray yapısı olarak geniş bir alanda, ayaktaki kısımları , mimarisiyle güzel ama bahçelerin böyle güzel duzenlenmis olması ona değer katmış..bugün yemekte  pizza ve doner var.6_7 km sonra Granada anca bolgesindeki  otelimize yerleşiyoruz: villa blanca(otellerin en kotusuydu)
Geceyi düzenleyen şirketin aracıyla Akşam önce Albazin tepesine giderek El Hambra’yı en güzel gören noktadan izledik.Albazin tepesine giderken, küçük cakiltaslariyla bezeli, ortada su yolu olan dar sokaklardan, Arap evlerinden, pencere önündeki iki karış balkonu çiçeklerle bezeli evlerden gectik.Evler ki sokak duvarlarinda bile çiçekler için yerler yapılmış.yerel rehberimiz bir ay kadar sonra gördüğümüz bu saksılarda, duvarlarda ve  her yerde çiçek olacağını söyledi.A rdından Sacramonte tepesinde (flamenko burada doğmuş, aslında bir ağit)dik bir sokaktan geçerek bir evin kapısından girdiğimiz odadan sonra mağaraya girdik.duvarlari beyaz boyalı bir oda gibi, resimler, mutfak gereçleri ile bezeli,duvar kenarında bir sıra sandalye var.magaranin dip kısmını da sıra dira sandalyelere süslemişlerr.biz dansçıların karşında tek sıra sandalyelerdeyiz, arkamiz duvar. içerisinde bir saat kadar sürecek çingene dansını(buradaki dans alaylilarin) seyrediyoruz.Öyle yakınız ki, ayaklaımı topluyorum.4kisilik 2gurup izledik:Gitarist, solist,2danscidan oluşuyor.hasir sandalyelere oturduk, önümüzde gösterilerini yaptılar ..mimikler,solistin sesi, ayak ve el hareketleri, gitarı tamamlayan alkışlarıyla harika bir geceydı.İşte İspanya dedik.

(Çörten:yağmur oluğu, bazı binalarda hayvan şeklindeydi...)

5. GÜN : GRANADA - SEVİLLA
Sabah kahvaltısı sonrası  Granada'ya hareket ediyoruz. otobusumuzun bıraktığı noktadan tarihi bir köprü ile şehir surlarının yanından, taş döşeme sokaklardan eski şehre ulasiyoruz.Yahudi mahallesi, katedral,manastır, camiden dönüştürülen kilise ve bahçesi tam120 sutunlu ..ibn rust, maymun bey den söz ediyoruz. Görkemli bir sütun üzerinde şehrin koruyucu heykeli.felsefe fakültesinden geçiyoruz.
İspanya lılar şık,bakımlı insanlar, disarda olmayı severlermis.Mekanlar genellikle dolu bu yüzden.

Sevilla ya 1.5 saat sonra ulaşıyoruz, Muvahhit’ler döneminden kalma eski Ulu Camii’nin yerine 15. yy da inşa edilmeye başlanan Katedral gerçekten çok gorkemli, Kristof Colomb burada gömülü.Çan seslerini duydukça bir zamanların ezan seslerini düşünüyorum.Dünyanın en büyük gotik katedrali ve  4. en büyük kilisesi.içindeki süsleme ve altınlar inkalardan yağmalanmış.Krallık malikanesi Alcazar (kelime anlamı saray)Game of Thrones rüzgarı dünyayı kavurup geçmişti, dizideki Dorne burada çekilmiş.. 11. yy dan kalma Altın Kule :Kuleden bir zamanlar altın süzüldüğüne inanıldığı için kuleye Torre del Oro (Altın Kule) adı verilmiştir. Kule günümüzde sıra dışı onikigen şekliyle şehrin en popüler anıtlarından biridir,  36 metre yüksekliğinde ve üç katlı ve sahilde yer aliyor, Belediye Sarayı, Maria Luisa Parkı, Plaza Espana, Arena yı görüyoruz.Arene yilin belli bir gününde hala gosterilere mekan oluyormuş, yoksa boğa guresleri yasaklanmiş..Şehirde gezinti için kullanılan faytonlar bize İzmir'i hatirlatti..paskalya nedeniyle de daha da kalabalık bir şehir. konaklama  Sevilla’ya 20' lik Exe grand hotel solucar da.

6. GÜN : SEVİLLA - LİZBON (PORTEKİZ)
Poulo Toscani dünyanın yuzol . yanlış hesapladı, Amerika'nın yerinde asya başlıyor dedi..Vikingler Amerika'ya ayakbasti dense de kayıt yok.Avrupa bilmiyorr.kristog K.once Portekiz'e gitti,gemi istedi fakat onlar biliyordu kendileri Afrika'nın güneyinden keşfe devam ettiler.colomb bu kez isp kral.gitti.iyi bir kaptan değil,iyi bir pazarlamacidir denir.;kraliyet ailesinin kapısını asindirdi.1492 de Portekiz Granada yi alınınca yeni bir keşfe evet dediler.3gemi(karavel) ve murettabat verdiler.bahama adalarına, santa Cruz a ayak basarlar.3ada hangisi tam bilinmiyor.2.gidislerinde bıraktıkları 29acgozlu denizciyi bulamazlar.bu yüzden yetkilerle catistilar.kk ayak bastığı yerin hindistan yakını old sandi..1498de Amerika vespuci yeni kıta dedi..İspanyollar in dönüm nok.oldu.amerikada saban yok çünkü çekecek hayvan yok, hayvancılık yok, tekerlek yok,salgın hast. Var.Meksika deprem bol(tanrılar ceza.), Kasırgalar,yakarislar olmasın diyedir...olumsüzdür.isp kendilarine göre geri kalmış bir yere geldiler ve iyi somurduler.zeginledi.
         .,.devşirmeler hep kullanıldı çünkü torpil ortadan kalkar.papazlar evlenmez o da aynı şey. Liyakat ve veraset
Porto şarabı:daha sekerli, mantar ağacı:şişe mant.ve aksesuarlar..futbol, denizcilik (okyanus),macellan
Nüfus 20 milyon
Pasifik Okyanusu, pasif dingin ismi bundan .macellan vermiş.,dünyayı 360° kendi ve ekibi(yolda öldürüldü) dolaşmış oldu.

Portekizliler utangaç ve mütevazi insanlar

Sabah kahvaltısı sonrası Portekiz’in başkenti Lizbon’a hareket ediyoruz. Yol üzerinde nefis balıklarıyla meşhur bir Portekiz kenti olan Setubal’a uğruyor ve Casa l...'da mürekkep balığını tadıyoruz. Yanında patates kızartması da geliyor.
Lizbon
Şehirden Tava nehri geçiyor, okyanusa dökülüyor, uzun bir nehir.
Lizbon’a 25 Nisan koprusunden geçip geçip şehrin güzelliklerini görmek için turumuza Rossio Meydanı ile başlıyoruz. Lizbon’da St. Georges Şatosu’nun bulunduğu şehrin tarihi bölümü olan kısımda Alfama, Belem Kulesi nakış gibi işlenmiş okyanus kiyisinda, ona yakın Kaşifler Anıtı:kaptan..., vasca de gama nin vb heykelleriyle süslü okyanusa bakiyor.Libardedes CAD den geçiyoruz,2km kadar...Jeronimus Manastırı, Sao Jorge Kulesi Pompal ve Baxia meydanlarını görüyoruz.45'suren yeşiller arasında, okyanus manzarali yolculuk ile Cabo de roka, Avrupa'nın en batı ucuna gidiyoruz.oldukca rüzgarlı okyanusa bakıyor, haçlı bir anıt var ve yan tarafta sevimli kırmızı bir fener.
Lizbon’yakinindaki otelimiz:hotel dos caveloiros
7. GÜN : LİZBON - - PORTO (PORTEKİZ)
Sabah kahvaltısı sonrası  Porto’ya doğru hareket ediyoruz.Yarim saat sonra Fatima'ya geliyoruz..ismini Arap prensesi den alır.kacirilmis ama eşini sevmiş ve hiristiyan olmuş.13000 kişilik küçük bir köy ama meydsn ve 2kilise( birisi Aziz Meryem Kilisesi )ve alan çok büyük.14_12&8 yaşlarındaki çocuklar Meryemi görürler, hatta 2_3 kez...çocuklardan 2si isp.gribinden  olur.kiz rahibe olur.goruldugu alan gerçekten  devasa şekilde duzenlenmis.2kilise karşılıklı ve inançları gereği ikisi arasında dizleri üzerinde yurunur..hac merkezidireryrmin goruldugu alanda  camlarla çevrilmiş bir mekan oluşturulmuş ortada Meryem , karşısında ibadet edilen sıralar var.

Öğle saatlerinde Porto şehir turu:.Porto ve oporto 2 kısım .nehrin karşısı gaia keltler yaşar.portugal kelimesi bunların birleşimi
Granit binalar, gridir.doro nehri atlantise dökülür.
Portekizce konuşulur.saundu kulagaa hoş geeyen dil.textil denizcilik, tarım ,mantar ağacı, unlu markası yok.macellan ,vasca de gama gibi ünlü denizcileri var.16.yy da isp.ve port güçlüydü.
Müziği faudo? Denizciler uzun süre dışarda kalır ya bu da  kadinlarin söylediği yaktığı agittir.Hepsi futbol hastasıdırlar.
Bento İstayonu, Sao Francisco Kilisesi, Borsa Sarayı, Porto Katedrali, tarihi şarap mahzenleri, Liberdade Meydanı, Batalha Meydanı, şehrin en eski ve tipik yerleşim merkezi olan Riberia Bölgesi, adliyenin önünden geçerek,  Tore dos Clerigos Kulesi:(ruhban ku lesi)ilk buraya indik, kule gorkemli,çok katlı, üstünde saati var ve ücretli cikilabiliyor ...yani sergi salonu...şehrin en ünlü alışveriş caddesi olan Santa Catarina, Don Luis
Nata, milföy tarzı bir hamur içine krema doldurarak (ağzı açık)yapılan bir tatlı, yapılan yeri buluyoruz, montei... Ve fabrica Nata..ilki daha güzel.
Sahilde restoranlar cafeler,eufelin yaptığı douro velho köprüsü alttan yaya, üstten tren geçiyor, iki yakanin manzarası da nefis.
Douro nehri üzerinde...
Douro Velho Köprüsü, Arrabida Köprüsü, şehrin yeni ve modern bölgesi olan Boa Vista ziyareti.
Köprüden _douro velho_geçip karşıdaki balık restoranlarından ...da moringa balığı ziyafetimiz
ile gün bitiyor.iki çeşit istedik biri gril,kızarmış soğan,küçük patatesler ve domates ile süslenmiş,diğeri moringa yeşil haşlanmış bir sebze üstünde ve üzerine cips moringa serpilmis,yine soğan domates ve bu kez birkaç patates köftesi ile servis edilmiş, şarabimiz eşliğinde çok beğendik...
Porto’daki otelimiz şehre 6km matisinhos ta hotel amadeus(çok katlı olan),rahattı ve kahvaltısı nefisti.
8. GÜN : PORTO (PORTEKİZ) - MADRİD

Sabah kahvaltısının ardından   Madrid’e hareket ediyoruz. .
(Solomon tapınağı tevratta yazdığı gibi inşa edilmiş.gunumuzda sadece ağlama duvarı olan kısmı kaldı.)kk tapınak sovalyeleri.ile başladı denebilir..
İspanya in en düz ve en fakir arazilerini geçiyoruz, genç nüfus az, ama bu bizim bildiğimiz fakirlik değil;arazilerde hiç boş alan yok, hepsi sürülmüş, ekilmiş, bakımlı...
Şehir turunda Plaza Mayor( maç nedeniyle çok kalabalıktı, yine güzel binalarla çevrelenmiş),  Puerto del sol meydanı,şehrin simgesi ağaçtan meyva yiyen ayı heykeli: El oso el madrano,(her yere giderken bu meydandan geçtik neredeyse..)  Gran Via caddesinde ünlü magazalar, Plaza de Espana, Kraliyet Sarayı
geziyoruz.binalar ve meydanlar yine çok bakımlı ve görkemli yeni yapılanlar da dış görünüş kesinlikle eskiye uyarlanmis.binalarda çok görkemli heykeller var.Oyle kalabalık ki caddeler, insan seli adeta...
Dekoruyla gönlümü fetheden restoran...Loci la roca:deri çiçekler pembe,sarı ve yeşilin cümbüşü, duvardaki resimler de öyle,tüm dekor renkli, rezervasyon alan byn da pembe tül elbiseli:)

Madrid’deki otelimiz:20km mesafede,Humanes
9. GÜN :  MADRİD - TOLEDO - MADRİD
Boga güreşi Fenikeliler den.80li yıllarda yasaklandı.madrit, Endülüs ve Bask bol.deydi.bugunlerde Bask bol.deki o koşan Boga ve insanlarinn katıldığı festival kaldı.
Madrit düz bir bölgede,çevresi boş; orta Anadoluya benziyor.populasyon ve gelir sev. kıyılarda fazla.Madrit başkent yõnetimince beslenir.

Sabah kahvaltısı sonrasi, Toledo’ya gidiyoruz.
Bir tepeden şehrin manzarası  tarih içinde olacaksınız diyor.yuruyen merdivenlerle, neredeyse bir kaç kat çıkarak:
15 y.y.’a kadar Müslüman, Yahudi ve Hıristiyanların bir arada barış içinde barındığı, UNESCO tarafından açık hava müzesi ve kültür şehri olarak bilinen, Dünya Kültür Miras Listesi’nde yer alan sehirdeyiz.Dünyanın en zengin katedrallerinden birisi ve içinde ünlü ressam El Greco’nun orijinal tablolarının da yer aldığı Toledo Katedrali, San Juan de Los Reyes Catolicos Manastırı, San Martin Köprüsü, Damasquinos (Şam İşi) altın el işçiliğinin yapıldığı atölyeler ve dükkanlar ile Toledo’nun en eski sinagogu görüyoruz. 15. ve 16. yüzyıl tüm dinlerin esintilerini taşıyan mimari değerler arasında geçirdiğimiz harika saatler sonrası, tekrar Madrite geliyoruz.Boga güreşi arenası Plaza de toros' da iniyor ve fotografliyoruz,kırmızı tuğladan stabil esintiler taşıyan gosterisli bir bina , Paseyo de la Castellana CAD.dem gecerek ünlü Reel Madrit Stadyumu, Plaza Mayor meydanının arkasında açık pazar i keşfediyoruz burası Barcelona dakindan guzel, El corte inglés madrid'de hemen her köşe başında bulabileceğiniz ,alt katında market olan boyner vari bir mağaza..marketinden yararlanın derim..primamark magasinde ucuz giyim bulabilirsiniz, ama vasat.
Aynı  oteldeyiz. 
9. GÜN : MADRİD - TÜRKİYE
Sabah kahvaltısı sonrası Madrit e gidiyoruz,saat 13:00’de havalimanına transfer, bilet ve bagaj işlemlerinin yaptıktan sonra İstanbul’a hareket ediyoruz ve sonrasında izmirrrrrr

Rehber: efendim..anlatabildim mi ..tövbe estağfurullah...hanımlar beylr...taammi...

HolaMerhaba
Buenos días    Günaydın
Buenas tardes     İyiAkşamlarAkşamlar
Buenas noches    İyi geceler
Cómo estás   Nasılsın?
gracias    Teşekkürler
Sí    Evet    No    Hayır
Por favor      Lütfen

Yemek
1_paella;safran ve pirinç ve deniz ur.
2_tapas;ekmek üzeri atıştırmalık
3_churros; kızartılmış hamur tatlısı, dışı şeker ve tarçın
4_ gazpacho; soğuk domates çorbası
5_arroz con leche; sutlaç gibi
6_tinto de verano; kırmızı sarap,soda buz
Sangria: şarap kokteyli

İspanyol kahvaltısı genellikle geçiştirilen bir öğündür. Meyve, sütlü kahve, krosan, jabonlu-peynirli bir tost (bikini), tereyağlı kızarmış ekmek (tostada) ya da tereyağlı sandviç-tost (torrada) yenilir. Bazen öğleden önce tapas şeklinde ikinci bir kahvaltı da alınabilir.

KASTAMONU, EYLUL 2022

 Uzun bir ara oldu gezilerimizde:Malum pandemi, yıllarımızı aldı, hapsolduk, gezemez olduk...

Bu gün günlerden Kastamonu:

Kastamonu Eylül'de bir soğuk ile karşıladı bizi.Kahvaltiya kel simit ile başlayıp, susamlı simitle devam ettik. Kel simit denilen  ince,susamsiz ve tadı ekmek gibi olan, ille de susamlısı dedim, tattıktan sonra.

Kastamonu:Saat kulesine yürümek, meydanı , tarihi vilayet binasını, güzel konakları ve tarihi liseyi de izlemekti.Merdivenleri dinlenerek de olsa çıktığımızda, manzara ve saat kulesi yorgunluğa  değdi dedirtti.Saat başı çalan tinilariyla  bu güzel kule , hala 1885 den sesleniyor.Yorgunluk çayınızı içerken kalenin ve şehrin görüntüsünü izlemek çok güzel.

Kent müzesini mutlaka gezin:Görsel anlatımla bezenen örnekler ve sizi gezdiren bilgili genç rehberlerden kenti dinleyin.Devrekani ilçesinde baraj çalışmalarında bulunan bir deniz canlısına ait fosilin 52cm lik çenesinin görseli de burada sergileniyor.

Haydi sehri gezelim:Kurşunlu Han otel olarak hizmet veriyor, görkemli kapısı ve avlusuyla muhteşem.

Pembe yada Balkapani Hanı, 2.Beyazıt tarafından yaptirilmiş,sadece tek cephesiyle günümüze ulasmis

 İsmail bey kulliyesi :İsmail Bey Fatih Sultan Mehmet'in dayısı ve  külliyesi camisi , türbesi ve bahçesindeki deve hanıyla güzel bir kompleksi barındırıyor.

Arkeoloji müzesi, Atamızın şapka devriminde konuşma yaptığı binayla aynı bahçede.Bahcesi ve binasıyla güzel bir müze.

Liva Paşa konağı Etnoğrafya müzesi olarak kullanılıyor:yine 1880li yıllardan harika bir konak.Haremlik selamlikli, girişi bile 2 tane.Bodrumuyla 3katli ahşap bu konak Etnoğrafya müzesi olmaya çok yarasmis.Mankenlerle canlandırılmiş günlük yaşamdan kesitler ve o zamanların mesleklerini de içeriyor.Keske biraz daha rafları ve fincanliklari, nişleriyle de eşyalarla duzenlenseymiş, çünkü bu potansiyeli olan bir şehirdeyiz.

Nasrullah Kadı Camii, oldukça büyük ve etkileyici.

Nasrullah Kadı Köprüsünden geçerek tarihi , taşlarında hissetmiş gibi olduk.

Şapka müzesi, Atamızın ilk şapkayı giyip tanıttığı Kastamonu'ya cok yarasmis.O yıllardan günümüze pek çok şapkayı izleyebilirsiniz 

Şapka muzesi, Bebek evi, Dantel müzesi , 75.yil Cumhuriyet müzesi,Silah muzesi  tümü Kastamonu evleri temel alinarak yapilmis  .Değirmen ve serender de Mimar Vedat Tek kültür merkezi kompleksinde yer alıyor.Hepsini seyrederken tarihte yol aldık sanki ve sanki çocukluğumuza döndük.

Doğal dokumalari, taş baskilari, yazmaları,düğümlü dantelleriyle oluşturulan malzemeleri, sarımsağı, çekme helvayla , hediyelik eşyali sokaklariyla dolu Kastamonu:

Nereyi gezdik, nerede birisiyle konustuysak çok ilgili ve içten kişiler Kastamonulular:Ozellikle esnaf, ürünlerinden satın almadığıniz da bile güler yüzüyle bilgilendiriyor sizi.

Güzeldin Kastamonu...

Eylül 2022


           VE   KANYONLAR
           Kastamonudaki en güzel anılardan biri de kanyonları gezmek oldu...Doğanın içinde, yine doğanın müziği , renkleri ve doğallığıyla yürümek bir kez daha iyi geldi.
Önce Pınarbaşı ilçesine ulaştık ve bir gece konakladık.
İlk hedefimiz dünyanın ikinci büyük kanyonu Horma Kanyonu, Pınarbaşı ilçe merkezine 3 km mesafedeydi.Güzel yeşillikler ağaçlar arasında bir yol bizi kanyona ulaştırdı.Oldukça büyük park yerinden ve güzel bir tesisin içinden Kanyon girişinden biletimizi alarak ahşap bir takı olan kocaman açık düzenlenmiş bir kapıdan giriş yaptık.Horma Kanyonu özel olarak planlanmış doğal yürüyüş alanına sahip diye yazıyordu bilgilerde.Yürüdükçe şaşırdığım dere kenarından yüksek adeta o kayalar, ağaçlarla bütünleşmiş bir ahşap platform oluşturulmuş.Anlatmak zor; o kadar doğal, o kadar içinde ki doğanın kanyonun: Adeta gizli bir elin üzernde gezdiriliyormuşuz gibi gledi bana. Ve öyle hoş dinlenme noktaları düzenlenmiş ki, en görsel yerler sizi konuk ediyor gerçekten..Kanyon içerisinden Ilıca Şelalesinden dökülen, Zarı Çayı geçiyor.Şelalede soluklanıp, Zara Çayını dinemek ve izlemek. Batı Karadeniz’in tüm güzelliklerini gözler önüne seren Horma Kanyonu trekking için oldukça elverişli bir yapıya sahip ve kanyon sporları , doğa fotoğrafçılığı ve doğa içinde olmak isteyenler için bulunmaz bir yer.  Horma Kanyonu doğal akvaryum gibi , Zara Çayının kıvrımları, akışı, yansımaları , etkileyici dev taşları ve bölgeye özel endemik bitki çeşitleriyle eşsiz bir doğa harikası. 
Şimdi sırada Valla Kanyonu var. Dünyanın en derin ikinci kanyonu , Pınarbaşı'nın 26 kilometre kuzeyinde Muratbaşı Köyü yakınlarında , Devrekani Çayı ile Kanlıçay'ın buluştuğu yerde başlıyor Valla Kanyonu.
Devrekani Çayı'nın Küre Dağları içinde açmış olduğu enfes bir görüntüye sahip. Kuzeyde Cide'ye doğru yaklaşık 10 kilometre uzanan kanyon 800-1200 metre arasındaki yüksek kayalık uçurumlara sahiptir. Bu kayalıklarda kartal, şahin, akbaba gibi yırtıcı kuşlar bulunuyormuş.Öyle dik, öyle ıssız, her an uçuverecekmişiz gibi bizi seyir tepesine çıkaran yol ve ahşap merdivenler var.Bu kez farklı bir kanyon, profesyonel ekipmanla geçme fırsatımız ve eforumuz olmadığından doğanın sesı ve görüntüsüyle yetineceğiz.Gözümüzün görebildiğince oldukça güzel, fakat bu kez bir o kadar da ürkütücü.Seyir tepesinde diğer yöne dönüp biraz aşağıya bakınca bir resim ve Valla Kanyonu'na  5 arkadaşıyla birlikte giren ve şelale sularına kapılarak kaybolan 15 yıllık profesyonel dağcı 35 yaşındaki Anıl Bakar'ı anan bir levha görüyorsunuz.
Kastamonu’nun en önemli turizm değerlerinden biri daha: Çatak Kanyonu.  Azdavay ilçe merkezine 7 kilome tre mesafede. 6 kilometresini araç ile geçiyor ve güzel orman içi bir park yerine geliyoruz.1 kilometrelik kısmı da harika orman içi yürüyüş ile kanyonun 900 metre yüksekliğindeki seyir terasına ulaşıyoruzr.Cam seyir terasından kilometrelerce uzayan kanyonu seyretmek büyük bir keyif oldu.Geniş bir cam terasta yürüyüp, üzerinde olduğun kanyonu hıssetmek ınsanın bacaklarını titretiyor.Kanyon, Çatak Köprüsü’nün 1-2 km aşağısından başlayıp, Nalbantoğlu köyünde kesintiye uğrayıp, İnönü’ne kadar tekrar kesintisiz devam ediyormuş.
Doğanın içinde olmak, huzuru bulmaktı gezimizin kanyonlar kısmı...Ve en çok da kanyonları sevdim, özellikle de Horma Kanyonunu...