14 Nisan 2008

Derin yürüyüşlerden sonra, yeşil ve mavi gözlerimde giderken, ayaklarımda çam pürçekleri...Yollar uzun, kolay mı?
Su birikintilerinde yüzdürdüğüm kağıttan kayık.Söyle şimdi bu suya basmadan geçilir mi?İçim birden çok üşüyor.
Şu çam kokulu ağaç, şu patika...Gülüyor, yürüyorum.Eski bir Nisan bu.Seslensem sesim olmaz, dağlar yankı almaz.
Yabanıl ağaçlar arası, ötesi yok.Yaşamım geçiyor bu yoldan; bu yeşil sessizlikte, mavi rüzgarda, mor- kırmızı lalelerde, beyaz papatyada.
Ortak dilimiz yol kuşkusuz.Çamlar hep aynı şarkıyı söylüyor rüzgarda. Yüreklerimiz tamamlıyor yarım kalanını. Açsa da, kapatsa da gözlerini güneş; rüzgarda, buğu dolu doğa gördüğü.Nabızlarımız tamamlayan zamanı.
Şimdi...belki artık biraz yorgunumdur
.