01 Ağustos 2011

SİSE, YEŞİLE, ÇİÇEĞE, MACAHEL'E...

İki damla yaz yağmuru
Günler uçarak geçiyor
Kaçkarlar ' a bile takılmıyor
Eksik olan gitmekti
Bir yarını burda bırakıp
Aşk sesizliktir , aşk Karadenizdir ...

Zamansız ama mekanlı olsun sende kayboluşum
Gökyüzüyle toprak arasında uzun uzun
Usul bir özlemle başladı herşey
İçine içine yuvarlandık isteyerek ...





Kars, Karsak,Khorsa,Khorzene, Karis Kalaki
Arpaçay çeviriyor Ani Şehrini
Ani, hani diyeceğiz, korkuyorum
Yıllar sonra
Her gelişimde bir eksik
Bir yıkıntı gönlümde...
Artvin'de cancuş erikli, tufaiyeli dondurma.


Dağ arası yol, yol çevresi orman
Orman içi ağaç
Ve yapraklarca mutluluğum
Sahara Vadisi sisli, kuzineli, bakraçlı
Çayla uğurluyor bizi.
Laşet'te sisin gelişiyle
Bulutlara bağladık geçmişi
Ardından bir rüzgar
İsimsiz-adressiz dağıtınca sisi
Bugüne kaldık.
Ormanda bir balkonum olsun
Bulutlara yakın..


Karagöl bir heyelan gölü
Uyuyan yeşilliğin koynunda
Kıyı, orman, dağ
Gölün içinde içinde
Kuğu kadar narin sessiz
Döndü çise yağmura
Birşeyle herşey arasındayım
At kuyrukları ilkel, yalın
Bu çise mi işleyen insanın içine gönlüne
Güneş şemsiyeleri, eğreltiler kocaman
Gölün yağmura inat sessizliği
Yağmur daireler çizdikçe
Susuz gibi, sessizce kabul ediyor yağmuru
İçime atılmış mektupları okuyorum
Şanslıyız yine
Yağmur sabaha bırakınca sözü
Gölde güneş parçaları
Görmediğim renkteki kuşlar
Duymadığım bir şarkıyı söylüyorlar
Sabah erken oluyor buralarda
Bir bulut pencere önünden
el ediveriyor
Yola koyul gönlüm :
Ağanoğlu Yaylasına çıkarken
sürüler kesiyor yolu
İsmail yolu açıyor, başlıyor bizim macera
Yürüyelim
Tutunup gitmeye çiçek çok nasılsa
Moru, pembesi, sarısı, beyazı, kırmızısı, mavisi, endemiği


Yaşamak bir sis gibi örtülü
Yol da öyle
Komarlar, dağ gülleri, gülümsüyor ıslak
Sarı, beyaz, pembe
2000 m.ler sonrası bitiyor orman
Bir saklanbaç oynamak
Yeşil, beyaz ve mor benim
Yeşilde gözüm, beyaz siste düşüm, morda gerçekliğim
Yar belli belirsiz sisten
Ama yeşil işaretli, çiçekli
Ve bu yazda kar
Çok mevsim
Kardan bozulan patika
Sisin sakladığı iz sürülecek yol
Yolu gizleyen komarlar
Açlığı besleyen kumanyalar
2350m.ler
Aman beyaz, sarı komarlara dokunmayın derken
Bir de baktık aralarındayız
Otingo Vadisinden
Yeniden Ağanoğlu Yaylasına dönmek
Beyazsu' ya ayaklarımızla erişemeden
Hotingo Ormanları Mikail'in direksiyonundan
Beyazsu yine bir sisin arkasında
Karçal' ı ara ara görmek siste
2200-2400m.ler ile Macahel'in en yüksek yaylası
Odalarımızda yanan teneke sobalar
Bir ranzam oldu, ağaç tavan atkılarına değen
Sıcak çorba, lobye, pilav, silor ve baklavayla
doyunca renklendi sohbet
Yıldız Buzul Gölü
Zorlu, yok erişilebilir , ikilemi
2747 m.lerden buz gibi, zorlu güzel
Siste, karlı dağda, binbir çeşit çiçekte, taşta
Ziyaret Tepesi 3200 m


Beyazsu dağlardan yaylaya iniyor gür
Şu yayla evleri de Beyazsu'nun mu derken
Bir daha dönüp bakıyorum ki ,yoklar
Yöre ağzıyla dumandan, bencileyin sisten
Sohbet şiveli, sohbet serin
Yeşil yuvarlanmalık
Şurası dediğim yer, uzak indikçe
Beyazsu'dan aşağı uzanan sırtlarda Gorgit
Gorgit, yürüyorum sana
Özgürleşme ve yenilenme bu
Bir çiçek açar , susar tüm doğa
Turuncu gelinciklere yatınca
Büyüyor gelincikler
Orman, dağlar küçücük arkada, dere tınıları fonda
Geliyor sis
Gök yokuş, yer ıslaktı
Göğe merdiven dayadık
Dereler aştık
Karlı eğimlerde el verdi arkadaşlar
Sivrisinekleri havalandırdık bataklıklarda
Kelebekler saçıldı çevremize
Ağaç sallardan merdivenler
Çamurdan kayan ayaklar
Köprü oldu kayalar sularda
Ve çiçekler, çiçekler şenlik
Dost omuz başlarıyla adımlar
Neler kabuk bağlamadı içimizde
Bu anıt ağaçlar gibi
Kaldı hepsi ıslak bir siste.
Karası deniz, yeşili ağaç memleket
Su damlaları memnun, toprağa düşmeden
Yeşil üstünde geçirdiği zamandan


Ve bizde Gorgit' e bir şölenle inmekten
2000m lerdeyiz, yeşildeyiz, çiçekteyiz
Kollarını açıyor kocaman ağaç pansiyon
Kuzine yanıyor gürül gürül bizi kurutmaya
Aylardan Temmuz, anımsatmalı mıyım?
Balkon boyu açılan masalarda
Manzaraya karşı al pullu alabalık
Neşeli ve hınzır tınıların zamanı
Gece gaz lambası alevinde şarkılar,sözler kalabalık
Tatlı yorgunluğumu çekiyorum üzerime
Gecenin ucunda gün aralanır
Peynirli yumurta :Mohrakuli, bal,reçel,mısır ekmeği:Cadi
Harika çaylar Gorgit manzaralı
Sonra eller kenetli bir Atabarı.
Bir dost, iki yeşil, üç sis, dört çiçek, beş Macahel
Bir parça gök
Dereler çağıltılı, yeşil çağrıda.
Tınısı yağmur kokan ses
Kıvrak güzellikler
Canıma bir can daha katan
Macahel'in kokusuna tutunmuş, gidiyorum
O kımıl kımıl yeşilde
Bir sürü haller içinde halim
Ağacım, yaprağım, çiçeğim, bulutum, çiseyim
Sesime konan, adını koyamadığım dizeler
İki damla yaz yağmuru
Günler uçarak geçiyor
Kaçkarlara bile takılmıyor
Eksik olan gitmekti
Bir yarını burda bırakıp...
Üzerimize doğru eğilen gölgenin de
Bir bildiği olsa gerek
Ne uzun ağaçlar
Bir çayı bardakta şekersiz karıştırmak
Neşemiz kelebek, herşeye konan
Ve arıların tadı kasede
Unesco'nun 22 bıosfer alanından bizim olana
Ayak izimizi bırakmak
Sisler, düzler, yazlar, güzler, bizler, Ebruli
Camili, Düzenli, Efeler, Kayalar, Maral, Uğur
Uzakta bir tanış bana el sallayan
Yeşilin koynunda huzur
Ayrıntı yada hiç olmamalı yaşam
Geniş bir büyü
Gidimimiz erimli
Göğü sise bürüyen bulut, sevdiğim
Camili, Maral arası yeşilden aralanan
Renkli Camii
Böylesi olmaz, renkli ahşabın, çok yılın...
Ve Camilidekinin
Ahşaptaki oymanın, yeşil, kırmızı, maviye doyması.
Akşamlar şölen
Cadi, malahto (cevizli kişnişli taze fasulye),
Lobyo phalay (fasulyeli karalahana), mohrakuli (yeşil domates kavurması),
Silor:Bazen tatlı bazen mantı doyumsuz hepsi.
Yaşlılar korosu çok sesli
Şaşıracaksınız
Sözlü, oyunlu, renkli
Herkesi oyuna alan, şiveli, Gürcüce bazısı.
Unutulmaya yüz tutan
Günlük yaşantı, köy imeceleri, düğün şarkıları
Geceyi ışıtan...
Tereyağını, puri (tavada buğday ekmeği) ye sürdük
Balın, çayın tadına vardık sabahları
Kuymakları, yağşi kveli' yi ( peynirli yumurta) uzattık çatallarda
Sonra ayaklara bindik, güzellikler gözümüzde


Maral Şelalesinin güzelliğini görmeye kaç var yeniden?
Savrulup yitmezsem bu güzel ormanda
Maral'ın gökkuşağında
Aşk sessizliktir, aşk Macahel' dir.
Çiçeklerle şımartılıyorduk arada
Bazen de gökyüzü gülümsüyordu, orman arası
Bir soluk, tek kişilik dik merdiven, iniş kaya, düz, dere
Maral Şelalesinin ıslatışı tenimi
Serin, dingin, soğuk
Bilmem nasıl taşırım bunca güzzelliği?
Hasan Bey kapmış karpuzu
Bir dereye sıraladı bizi
Yüzünün çizgilerinde yaşamın izleri
Sigarasının dumanı efkar değil,keyif
Derede ıslak bir kayanın üzerinde
Artık ne zaman bir keyif tüttürsem
Rüzgar esecek sanıyorum
Karpuz diliminde çocukluğum
Dere buz
Daldan, yapraktan düdük
Sakla beni düşünde
Yine geleceğim , çağır beni...
Yeni
Yeniye
Yenile
Karadeniz ödünç verdi yeşili gözlerime
Yeniden geleyim diye ...


Bu bir günceydi , gönlümceydi
harfleri çok yordum
ne kadar anlatabildim ,
şimdi bir susu-yorum arası
sizden ,
olur mu ?