29 Kasım 2007

24 kasım

Aydınlar kolay yetişmiyor, aydınlıklarını sunmaya...
Aydınlık ağaçları bize birer yaprak,çiçek, meyve, gölge, ışık, rüzgar, yağmur...
Yeni beyinlere kan, can, ruh, bilgi, emek.Sevincimiz ve umudumuz onlar yeni neslimiz için. “Aydınlık bize vız gelir” diyenlere karşı ortak sesimiz: Öğretmenlerimiz
Birgün değil size seslenişimiz ama bu gün bir simge: Öğretmenler Gününüz kutlu olsun.

Ruhi Su için, Ali Yüce' nin bu şiir ama onun kimliğinde tüm öğretmenlere:

İki genç geldi, imza gününe
biri oğlan, biri kız
gencecik iki genç
çiçekli iki dal gibi
eğildi iki genç
sesini öpecektik olmadı
elini öpmeye geldik dediler
en güleç yüzleriyle
gülümsedi,konuştu en yumuşak sesiyle
olmaz çocuklar dedi
ne elimi öpülmeye alıştırın
ne siz alışın el öpmeye
türküler imzaladı onlara
sevdalar imzaladı
evcil bir ateşle
yüreğini imzaladı
çağını imzaladı
kucaklayıp öptü onları
en yiğit yerlerinden
sevin dedi
insanı sevin, hayvanı sevin
taşı sevin ki yumuşasın taş
ağacı sevin ki çiçek açsın
otu sevin, böceği sevin
sevin de çocuklar
neyi severseniz sevin
kucakladı sazını
dünyayı kucaklar gibi
tepeler yüce dağ oldu
göller çalkantılı deniz
türküler yüklü gemimize siz de binin isterseniz
biri kerem
biri aslı iki genç
yürüyerek gelmişlerdi
bu öğretiye
uça uça gittiler

20 Kasım 2007

Bulutlar da yolcu benimle, hatta güneş.Bir avuç bahar istemiştim güz hüznünü kapatacak, güneşim oldu.Fırından yeni çıkmış bir ekmeğin köşesi kadar sıcak.

Kadınlar kara gözleriyle acıya bakıyorlar.Yağmur altında ölümün yüzü.Konuşacak birşey yok aslında...

Hala ısınmaya çalışıyor yüreğim.Güneşe durdu yağmur.Yeni bir gök başladı. Çiçeğe güldü toprak.Kır çiçeklerine inanılır şimdi.Mor çiçekteki çiğe de.

Acının çeyizini işleyen kızlar, ellerini ateşe tutuyor.Nakışlarda ölümün yüzü. Yazacak birşey yok aslında.

Gözlerimde düş artıkları, sesimde masal uzaklığı...

10 Kasım 2007

kıskanç

dalgalar boyumca
karşı kıyı hafif sisli
ışıklar deliyor yine de sisi
kimbilir belki rüzgardır kıskanan denizi