.
Günler acıları örüyor...
Toprak örtsün istemezsin ki canının üstünü!
Özlem, bu kadar acı bile bile;
Yine düştüğü yeri yakıyor ateş...
Başlardan, boş sözler geriye kalan..
Önümüz arkamız ölüm ve
Bir coğrafya, kan ağlayan!
22 Aralık 2016
09 Aralık 2016
29 Kasım 2016
07 Kasım 2016
10 Ekim 2016
27 Ağustos 2016
15 Temmuz 2016
12 Temmuz 2016
29 Mayıs 2016
canımmmm...
Su vermeyi,
Su vermeyi unuttun çiçeklere;
Boyunlarını büküyorlar gün ve gün.
Yokluk , yoksunluk , çok zor ...İz bırakan
acılar...Unutmak olanaksız. Hep usuldan vuruyor acının
dalgaları…Kayboldum, yaşama sevincim nerede?
Umudumu da getir gelirken,
Diyorum unutarak...
Dönmezdesin,
Tutmuyor yara bantları...
Hep burnunu yerdim
Getirdiğin ekmeklerin
Şimdi ne olacak ?
Umut kırıntısı bile dökülmüyor bu
günlerde...
Güzel anılarla ile ince bir sızının yan yana kalması yüreğimde. İz
bırakan ve bir özlemi içime düşürenler aklımda : Bir söz, bir pazar
arabası, bir kahve, salata, sofra kurulmuşken kaybolma, bir tamirat, ‘ben
taşırım’, ‘ben alırım, sen gitme’, bir ‘olsun’ sözü, bir okşama: Karşıma
çıkıveriyor geçmişten. Bütün anılarla çığlığa dönüşüyorum,
bağıramıyorum.
Bir varmış, bir yokmuş
hayat.Her şey fotoğraftaki gibi kalabilseydi. İnsanım, doğrum, iyilik
meleğim, gönül sözüm, hep olur diyenim, evetim, babam…Gözlerinden ‘biz’ akanım…
Acıya dokunulmuyor, canım
ateşte.Tüm kelimeleri yaktığımdan mı; bir kelebek çırpınıyor, yüreğimin
camında…
Baba, bakışın ve ellerin bende;
Şu yağmur kokusu,
Bir de gökte ışıklı ay,
Ve bulutlar...
Tut ki ölüyorum,
Aslında;
Tutsaydın ölmezdim, Bilmiyorum?
Bulamadım ki ellerini.
Ama tanrım,
Neden ıslanıyor yüreğim?
Bilmiyorum!
Ne dediyse artık yağmur,
Bir de gökte ay...
Ama tutsaydın ölmezdim acıdan,
Biliyorum.
Su vermeyi unuttun çiçeklere;
Boyunlarını büküyorlar gün ve gün.
Yokluk , yoksunluk , çok zor ...İz bırakan acılar...Unutmak olanaksız. Hep usuldan vuruyor acının dalgaları…Kayboldum, yaşama sevincim nerede?
Umudumu da getir gelirken,
Diyorum unutarak...
Dönmezdesin,
Tutmuyor yara bantları...
Hep burnunu yerdim
Getirdiğin ekmeklerin
Şimdi ne olacak ?
Umut kırıntısı bile dökülmüyor bu günlerde...
Güzel anılarla ile ince bir sızının yan yana kalması yüreğimde. İz bırakan ve bir özlemi içime düşürenler aklımda : Bir söz, bir pazar arabası, bir kahve, salata, sofra kurulmuşken kaybolma, bir tamirat, ‘ben taşırım’, ‘ben alırım, sen gitme’, bir ‘olsun’ sözü, bir okşama: Karşıma çıkıveriyor geçmişten. Bütün anılarla çığlığa dönüşüyorum, bağıramıyorum.
Bir varmış, bir yokmuş hayat.Her şey fotoğraftaki gibi kalabilseydi. İnsanım, doğrum, iyilik meleğim, gönül sözüm, hep olur diyenim, evetim, babam…Gözlerinden ‘biz’ akanım…
Acıya dokunulmuyor, canım ateşte.Tüm kelimeleri yaktığımdan mı; bir kelebek çırpınıyor, yüreğimin camında…
Baba, bakışın ve ellerin bende;
Şu yağmur kokusu,
Bir de gökte ışıklı ay,
Ve bulutlar...
Tut ki ölüyorum,
Aslında;
Tutsaydın ölmezdim, Bilmiyorum?
Bulamadım ki ellerini.
Ama tanrım,
Neden ıslanıyor yüreğim?
Bilmiyorum!
Ne dediyse artık yağmur,
Bir de gökte ay...
Ama tutsaydın ölmezdim acıdan,
Biliyorum.
01 Mayıs 2016
Sakın
Küçülen gözlerinin izi,
Yüreğime sindi.
Zamansız, yarınsız,
Sadece nefesin kaldı.
Ah,
Kitap ayracı gibi yaşam...
İzlemek ama uzaktan,
Usuldan karanlık inerken...
Başka bir sokağa taşınıyorum ben de
Uzaklara atıyorum derdimi,
Sakın bulup getirme...
Burada:
Sokak lambaları çekmese sorguya,
Şarkılar hatırlatmasa seni,
Yarımda izin olmasa,
Yazılmasa adın adıma:
Kaçmak çözüm olsa sana da...
Oysa,
Ölüm geçiyor yanı başımızdan...
İsterdim ki
Eski günlerdeki
İzin kalsın belleğimde,
Ben seni seviyorum unutma...
Yüreğime sindi.
Zamansız, yarınsız,
Sadece nefesin kaldı.
Ah,
Kitap ayracı gibi yaşam...
İzlemek ama uzaktan,
Usuldan karanlık inerken...
Başka bir sokağa taşınıyorum ben de
Uzaklara atıyorum derdimi,
Sakın bulup getirme...
Burada:
Sokak lambaları çekmese sorguya,
Şarkılar hatırlatmasa seni,
Yarımda izin olmasa,
Yazılmasa adın adıma:
Kaçmak çözüm olsa sana da...
Oysa,
Ölüm geçiyor yanı başımızdan...
İsterdim ki
Eski günlerdeki
İzin kalsın belleğimde,
Ben seni seviyorum unutma...
30 Nisan 2016
Gözlerinin İçine Dek İşleyen Gülüşünü Seviyorum ...
Sesinde
arıtan yağmurlar ve
Şiirler var .
Gülüşünde güneşler .
Şiirler var .
Gülüşünde güneşler .
Gece
yeniden başlıyor hep :
Esniyorum, yakalıyorsun …
Esniyorum, yakalıyorsun …
Kaldığı
yerden söz ,
Geldiği anda gülüş .
Sesime ses ,
Derde ortak ;
Öncelerde satır aralarında bulduğun …
Geldiği anda gülüş .
Sesime ses ,
Derde ortak ;
Öncelerde satır aralarında bulduğun …
Sol yanım
:
Can olanlara ,
Sevginin kıyısı diyor.
Unutulmayanlar burada iz bırakır ,
Bilir misin ?
Can olanlara ,
Sevginin kıyısı diyor.
Unutulmayanlar burada iz bırakır ,
Bilir misin ?
Ay vurmuş
denizin üstüne ;
Gel birlikte olsun, diyorsun …
Gel birlikte olsun, diyorsun …
Varlığın
değdi varlığıma ,
Hem deEn zor anımda …
Hem deEn zor anımda …
08 Nisan 2016
Uzun sahil,
Islak kumsal,
Şarap,
Ve bu müzikte,
Anlatacağım…
Ve sen hiç duymayacaksın, biliyorum.
İzmirim gibi esiyorsun çokça
Poseidon'a benzetirim seni :
Yiğitliğine yiğit,
Yalnız, başına buyruk.
Köpüklü deniz düşmüş sana bilirim...
Ege denizimsin :
Bu denizde misin,
Gözlerin gülümser mi yine,
Anlatacak mısın?
Bir yanım aydınlık,
Sen yanımdaysan,
Anımsar mısın?...
Mavi, tahta iskemleye dayalıyım,
Gözlerim çok seye gidip geliyor,
Sana, bilmiyorum...
Gece sohbeti tamamladığında
Bir rüya gıbı ;
Ayaklarım gitmek istemedi,
Gözlerim önüme düşse de,
Neydi bu çekimin adı?
Renkler renkler...
Mum bile istemiyorum bu gece,
Düşlerimi görmemek için,
Anılar anılar...
Hiç içmeden
Sarhoşluk sarar bedeni demiştin;
Tadına var ve
Kalkma bu düşten.
Taşlar taşlar...
Elini atsan omzuma,
Bu sessizlik çok güzel
Ama seninle
Gitme.
KARŞI
KIYI
Gece yazıldığında zamana,
Küçük bir bekleyiş, nerede?
Susuz, yalnız;
Zaman yarılandığında geceye.
Karşı kıyının yaşamı uzak değil,
Taşsa taş, tarihte esinti.
Sevgiyse uzak yazılmış sadece.
Çiçeklerimiz ortak açıyor, bilesin.
Ay, güneş, deniz hiç uzak değil,
Uzak değil insanlar.
Acılar yakın,
Açılar dik.
Dalgalarımız vurur birbirine,
Sadece duymazsın.
Gel istiyorum
rüyalarıma
Hep inat hep inat…
Siz de yaralarıma basmayın artık
Hüzünlü şarkıları,
Çok acıyor işte, çok acıyor...
İşe yarıyor yüksek sesli şarkılar
Bağıramıyorum avaz avaz...
Öyle zor ki acıyı gizlemek,
Olmadık anda süzülen gözyaşlarım .
Bak cemre suda,
Bilirim seversin baharları.
Aklıma yine düştün,
Canın acımadı ya?
30 Mart 2016
06 Mart 2016
08 Şubat 2016
“Ruh bir yabansıdır yeryüzünde.
Ruhani bir alacakara
Mavi çöker tarumar ormanın üzerine.
Çınlayan ağlamaklı sesler; huzura uğurlar.
Sessizce çiçeklenir mersin ağacı.”
Mavi çöker tarumar ormanın üzerine.
Çınlayan ağlamaklı sesler; huzura uğurlar.
Sessizce çiçeklenir mersin ağacı.”
Bizi
birbirimize bağlayan şeylerden en gizemlisi, belki de en kutsalı : Sevgi.
İçimizde gezinen adlandırılamayan duygularla, derinlerden bakıyoruz yaşama. Nefes alıp verişleri, doğadaki kıpırtılarla eş anlı .Yaşam sürüyor.
Yürüyerek ulaştığım sesizliklerde bile bir çığlık delip geçiyor içimi. Nereye gittiğimin bir önemi yok gibi.. Ya da neden sorusunun. Sürükleniyorum sadece. Tüm gidilen yerlerde, yapılan şeylerde, bakmalarda, hiçbir şeye yetişemeyecekmişim, hiçbir şey tadında değil gibi bir ruh halini saklıyorum. Ölümün kıyısını bilmek zor.
“Gül niçinsizdir; çiçek açar çünkü çiçek açar,
Kendini umursamaz, görülme arzusu da yoktur.”
Neden’sizim, tutarsızım, ne yaptığımı bilmiyor gibiyim…Sevgi ve sevilen kişinin yokluğundan duyulacak acı , korkuyorum. Sevginin ve ölümün birlikteliği...Ne yaman çelişki bu.Konuşamıyorum, dile gelmiyor.
İçimizde gezinen adlandırılamayan duygularla, derinlerden bakıyoruz yaşama. Nefes alıp verişleri, doğadaki kıpırtılarla eş anlı .Yaşam sürüyor.
Yürüyerek ulaştığım sesizliklerde bile bir çığlık delip geçiyor içimi. Nereye gittiğimin bir önemi yok gibi.. Ya da neden sorusunun. Sürükleniyorum sadece. Tüm gidilen yerlerde, yapılan şeylerde, bakmalarda, hiçbir şeye yetişemeyecekmişim, hiçbir şey tadında değil gibi bir ruh halini saklıyorum. Ölümün kıyısını bilmek zor.
“Gül niçinsizdir; çiçek açar çünkü çiçek açar,
Kendini umursamaz, görülme arzusu da yoktur.”
Neden’sizim, tutarsızım, ne yaptığımı bilmiyor gibiyim…Sevgi ve sevilen kişinin yokluğundan duyulacak acı , korkuyorum. Sevginin ve ölümün birlikteliği...Ne yaman çelişki bu.Konuşamıyorum, dile gelmiyor.
“insan yaşadığı yerlerde beraber
bulunduğu insanlara
görünmez ince tellerle bağlanırmış; ayrılık vaktinde bu
bağlar gerilmeye, kopan keman telleri gibi acı sesler
çıkarmaya başlar, hep birinin gönlümüzden kopup
ayrılması bir ayrı sızı uyandırırmış.”
O vakit sadece gözlerim ağlamıştı,
Bu gece gönlüm ağrıyor…
görünmez ince tellerle bağlanırmış; ayrılık vaktinde bu
bağlar gerilmeye, kopan keman telleri gibi acı sesler
çıkarmaya başlar, hep birinin gönlümüzden kopup
ayrılması bir ayrı sızı uyandırırmış.”
O vakit sadece gözlerim ağlamıştı,
Bu gece gönlüm ağrıyor…
Reşat Nuri Güntekin
Çalıkuşu
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)