İzmir tarihi kent merkezinin kalbine konumlanan Smyrna Agorası, aynı zamanda günümüzde dünyada kent merkezinde bulunan en büyük agoralardan biridir:
Ardından da ilave eder: “Bunun üzerine İzmirliler Klaros’a (Apollon’a) elçiler göndererek durum hakkında fikrini sordular ve Tanrı cevap verdi: Kutsal Meles’in ötesindeki Pagos’ta oturacak olanlar eskisine göre üç kat, dört kat daha mutlu olacaklardır.”
Pagos Tepesi yamaçlarındaki Smyrna’nın ikinci kez kurulmasına ilişkin öykü işte bu efsane ile başlamaktadır. Kentin buraya taşınması ise Büyük İskender’in komutanları Antigonos ve Lysimakhos zamanında gerçekleşmiştir.
İlk olarak 1933 yılında başlatılan arkeolojik kazılar, 2007 yılından beri TC Kültür ve Turizm Bakanlığı izni ve İzmir Katip Çelebi Üniversitesi adına Doç. Dr. Akın Ersoy’un başkanlığında bir ekip tarafından yürütülmektedir. Smyrna Agorası’nda gerçekleşen arkeolojik kazılarda, Agora avlu alanını çevreleyen Batı Portiko, Bazilika, Kent Meclisi, Mozaikli Yapı, Roma Hamamı ve bir Osmanlı Yapısı ortaya çıkarılmıştır.
Büyük İskender’den sonra MÖ 4. yüzyılın sonunda kurulan Smyrna Antik Kenti’nin agorası, Smyrna’nın idari, siyasi, adli ve ticari merkezidir. Antik kentin merkezinde, bu bölgedeki ızgara kent planına uygun olarak dörtgen bir alanı kapsamıştır. Portikolarla çevrelenen alanın içinde önemli günler ve anlaşmalar için yapılan anıtlar, dini törenlerde Tanrı ve Tanrıçalar için sunu yapılan altarlar, kentin önemli şahsiyetlerini onurlandıran anıtlar ve heykeller, mermer oturma yerleri olan exedralar ile kentin saygı gösterdiği bir tanrının tapınak ve sunağı yer almıştır.
Kentte MS 178 tarihinde yaşanan büyük bir depremin ardından Agora, Roma İmparatoru Marcus Aurelius’un destekleriyle yeniden ayağa kaldırılmıştır. Günümüze ulaşan kalıntıların çoğu, Roma Dönemi Agorası’na aittir. Smyrna Agorası, en geç 7. yüzyıla kadar genel karakterini korumuştur. Bu yüzyılın başlarından itibaren ise kentin küçülmesiyle birlikte önemini kaybetmiş, Orta ve Geç Bizans ile Osmanlı dönemlerinde avlusu mezarlık olarak kullanılmıştır. Agora avlu alanını çevreleyen antik yapıların üzeri ise Osmanlı Dönemi’nden başlayarak 20. yüzyılın sonuna kadar yerleşim görmüştür. Smyrna, Antik Dönem’den itibaren Akdeniz’de önemli bir liman kent olmuştur. Agora ve çevresi, Osmanlı Dönemi’nde de yoğun bir ticaret hayatına tanıklık etmiş, aynı zamanda farklı inanç ve kültürlerden toplulukların yaşadığı mahallelere ev sahipliği yapmıştır.