14 Eylül 2023

KARADENİZ YENİDEN 01.07.2023

 Karadeniz yüreğe düşünce, o yeşili özleyince, bir İzmir yazında serinlik isteyince yeniden çağırır insanı...


1.GÜN : İZMİR HAREKET – BALIKESİR – BURSA – BOLU – AMASRA :
 Güzel bir yolculuk ve molalarla sabah saatlerinde BOLU MENGEN DEVREK BARTIN yolu ile AMASRA’dayiz
2.GÜN : AMASRA  – SAFRANBOLU –  KASTAMONU:
AMASRA’ya ulaşmadan birkaç kilometre önce AMASRA’yı yüksek bir yerden gören ve F. SULTAN MEHMET’in AMASRA’yı ilk gördüğüde Lalasına “LALA LALA ÇEŞMİ CİHAN BU MU OLA” dediği yerde fotoğraf molası veriyoruz. Ardından otobüs ile aşağıya inip, Amasra'nın antik ticaret limani olan ve yüzyıllar boyunca kullanılmış KÜÇÜK LİMAN mevkinden BÜYÜK LİMAN' a doğru yürüyüş yapıyoruz. Cenevizlilerin Osmanlı'dan önce burayı kontrol ettiği ve garnizon yerleştirdiği, üzerinde yer yer Grek ve Cenova kültüründen semboller barındıran SORMA GİR KALESİ’ni görüp yöreye özgü ahşap ve benzeri hediyeliklerin satıldığı ÇEKİCİLER ÇARŞISINDA geziyoruz. AMASRA’yla özdeşleşmiş olan özel salata ve balik ziyafetimiz Çeşmi -ala Rest.da yapıyoruz.

Sonrasında geç dönem Osmanlı mimarisini çok iyi yansıtan ve özgün yapısını büyük ölçüde koruyabilmiş tarihi bir yerleşke olan SAFRANBOLU’ya geçiyoruz.İsmini bölgede yetişen ve nadir bir bitki olan safran çiçeğinden alan, Karabük ilinin gözde ilçesi Safranbolu; Türk kentsel tarihinin bozulmamış sevimli bir örneğini sergileyen bir yerleşim.  Geleneksel şehir dokusu, ahşap yığma evleri ve anıtsal yapılarıyla bütünü sit ilan edilen ender kentlerden biri olan yerleşim UNESCO Dünya Miras listesinde yer alıyor. Safranbolu evleri komşuların birbirine saygılı olarak manzaralarını kapatmayacak şekilde yapılmış. Osmanlı mirası ile yapılan 2.000’e yakın ev buraya kişilik kazandırmış. Bu evlen kentin geçmişine açılan birer pencere olmuş.Hıdırlık Tepesınden tüm şehir izlenebilir.  SAFRANBOLU’nun en eski lokumcusu İMREN’de safran ve lokumunun öyküsünü lokumları tadarak dinliyoruz.Yürüyüşümüze başlayarak, CİNCİ HAN, CİNCİ HAMAM'ı görüyoruz. Kazasker Cinci Hoca tarafından yaptırılmış. Kervansaray 2 katlı , 63 odalı ve günümüzde otel, restoran, kafe olarak hizmet veriyor.KAYMAKAMLAR Konağı çarşının ustundeki tepede, kant muzesi olarak hızmet veriyormuş.KÖPRÜLÜ CAMİ,Sadrazam Köprülü Mehmet Paşa tarafından  yaptırılmış. Avlusunda şadırvan, güneş saati ile kütüphanesiNİ GÖRÜYORUZ. YEMENİCİLER ARASTASI ve diğer çarşılarını geziyoruz. Safranbolu çarşısında demircilik, bakırcılık, semercilik, dikicilik, saraçlık, ayakkabıcılık gibi işlenmiş eşya üretimine dönük iş kolları Lonca düzenine uygun olarak ayrı ayrı sokaklarda ancak bir arada yer tutarlarmış. Bu nedenle de Safranbolu Çarşısı'nın sokakları, o sokakta yer alan zanaat koluna göre “semerciler içi”, “kunduracılar içi”, “kasaplar içi”, tüccarlar içi” gibi adlarla biliniyorlar.  Yemeniciler  Çarşısı: Köprülü Mehmet Paşa Camisi'ne bitişik olan çarşı yanaşık nizamda 48 ahşap dükkandan oluşuyormuş..Yemeni denilen ayakkabının yapıldığı eski lonca çarşısı.Taş sokaklarda, eski zanaat dallarında dükkanlarda, hediyelik eşyalarda, dokumalarda zamanı kaybediyoruz.Ve akşam UZ OTEL de kaliyoruz

3.GÜN: KASTAMONU – TAŞKÖPRÜ – SİNOP – SİNOP CEZAEVİ – SAMSUN 
Sabah kahvaltısının ardından otelimizden ayrılıp KASTAMONU da Kurtuluş Savaşı Kahramanlarından ŞERİFE BACI ANITI,  Abdülhamit Han Döneminden kalma SAAT KULESİ, Klasik Dönem Osmanlı Mimarisi'nden, 500 yıllık NASRULAH CAMİ ve TARİHİ ÇARŞISI'nı'nı'nı görüp ,yolda TAŞKÖPRÜ  yu fotografliyoruz.. SİNOP gezimizde ilk olarak 1999 yılında kapatılarak müzeye çevrilen SİNOP TARİHİ CEZAEVİ ziyareti var.Tarihi geçmişi Romalılara kadar dayanan yapı aslında çok eski bir kale olup, Osmanlı döneminde Yarımada'da yer alması ve Sinop'a giriş-çıkışın çok zor olması nedeni ile bir cezaevi olarak kullanılmıştır.Sinop cezaevi 2021 yılından beri restorasyonda,bu kez dışardan goruyoruz.ogle yemeğinde SİNOP MANTISI ve NOKUL var. Balik olan barbunun🙃 tadına da bakmadan olmazdi.SİNOP‘a özgü özel el işçiliği KOTRA ATÖYELERİ'nini SİNOP KALESİ ve LİMAN MEVKİ'ni görüp  ayrılıyoruz. BAFRA üzerinden SAMSUN’a hareket ediyoruz. SAMSUN’da ilk durağımız ATATÜRK ANITI , anıt anlamlı ..Akşam SİMİSSO OTEL  de kaliyoruz.Gece iskeleye dek yürüyoruz .geniş caddeler ve sahil çok güzel.Kurtuluş yolu da sahilde.
GÜN : SAMSUN – ORDU – GİRESUN – TRABZON 
Sabah kahvaltısının ardından otelimizden ayrılıp ÜNYE-FATSA-ORDU üzerinden TRABZON’a ulaşıyoruz. Köfte denilince markalaşmış AKÇAABAT molamizda gruptan kaçip köfteci İsmail de akcabaat koftemizi yiyoruz..Sürmene bıçağı, gümüş kazaziye ve keşani alışveriş molaları ve yesil bir yolculukla UZUNGÖL’e geliyoruz. HALDİZEN ÇAYININ önünün heyelan neticesinde yüzlerce yıl önce kapanmasıyla oluşmuş olan bu göl ve çevresi KARADENİZİN en önemli turizm noktalarından biri.Ama her yer Arap turistlerle dolu.Turist diyorum ama, Trabzon un %25 ini aldıkları söylendi .Türkçe'den çok heryer arapça yazı, her yer yapılanmış.Biz aralarında kaybolduk, ülkemde yok gibiyiz ,çok üzüldüm, üzüldük.
Akşam saatlerinde
Sultan IV. Murad'ın Bağdat seferinden dönerken ordusunu bu güzergahtan geçirip, burada kamp yaptığı için adını sultanın  kendisinden alan SULTANMURAT YAYLASI'NA çıkıyoruz. Çok yakınında yayladan adını alan Limonsuyu Kardelen Otelimize yerleşiyoruz.Bu otelde ev yemekleri ve kahvaltı yerel, guzeldi.Sessiz, tenha bir yayla.
Mustafa Limon   kemençe esligiyle taşlamalar yaparak ve horonlarla geceye renk kattı. 



5.GUN : Batum dan çikiş ve  Hopa'dan Borçka'ya ulaşıyoruz. Burada bizleri bekleyen minibüslerle yaklaşık bir saatlik bir yolculuk ile KARAGÖL’e geliyoruz. Bölgenin en güzel göllerinden olan BORÇKA KARAGÖL’de yeşilin gorkeminde  buyuleniyoruz. Gölün çevresini keyifle yuruyoruz.BORÇKA’ya dönüş yolunda Meroli Restoran ve pansiyonda yoreselL bir menüden oluşan öğle yemeğimizi alıyoruz.Tuzlu tatlı silor, k.lahana sarması, salata, k.fasulye, pilav, çay.. Sonrasında HOPA üzerinden sahil yolunu rotamız Trabzon: keşani Rize bezi nin dokunuşu, kenevirin ilk hali ve dokumada kullanılan hali, yapılan ürünler almak isteyenlere sunuldu.Vatan çay fabrikasinda çayın öyküsü ve serender olan küçük çay bahçesinde sembolik çay kesimi yaptık.
Akşam yemeği ve konaklama otelimizde. RAMADA BY WNDYHAM – GÜMÜŞHANE 
7.GÜN Gümüşhane_Trabzon yolunda Zigana tünelini geçiyoruz, 2023 te açılmış ve 14.47 km, mavi ışıklarla suslenmiş.. Yol yine yeşil yine ırmaklar, dereler, yükseklerde evler ve  MAÇKA ilçesinden ALTINDERE MİLLİ PARKI içerisinde yer alan yaklaşık 1500 yıl önce iki keşişin kurduğu düşünülen SÜMELA MANASTIRI’’na ulaşıyoruz. Vadiye hâkim Karadağ’ın eteklerinde sarp kayalık üzerine kurulmuş olan manastırda ANA KAYA KİLİSESİ, ŞAPEL, ÖĞRENCİ ODALARI vb. bölümlerini geziyoruz. Bu büyüleyici MANASTIR  gezimiz sonrasında sıra Atamızın köşkünde:TRABZON’da 1900’lü yılların başında bir Rum Banker tarafından TRABZON’nun Soğuksu mevkiine yaptırılan ve Cumhuriyet döneminde TRABZON‘lular tarafından ATATÜRK’e hediye edilen ATATÜRK Kosku tadilatta gidemiyoruz.   Tekrar Samsun a uğruyor ve imitasyon olarak yapılan BANDIRMA VAPURU nu geziyoruz.Balmumu Atatürk ve arkadaşlarını görmek yine duygulandiriyor:
Millî Mücadele’nin Anadolu içlerine doğru ilerleyip tüm yurda yayılmasında büyük görevleri üstlenecek olan Mustafa Kemal Paşa ile Karargâh Heyetini, üç günlük deniz yolculuğunun ardından İstanbul’ Galata Rıhtımından 19matis 1919 sabahı 08.00 da Samsun’a getirmiş ve adeta bir Millet’ in kaderini taşıyan efsane gemi olmuş.
Bandırma Gemisinin Toplam 79 Yolcusu Vardı:

16 Mayıs 1919 günü, İstanbul'dan hareket eden gemide, toplam yetmiş dokuz kişi bulunuyordu. Mustafa Kemal Paşa'nın teftiş heyeti, çoğunluğu asker olmak üzere 23 kişiden oluşuyordu. gemi murettebati 25kisiydi.Ayrica Miralay Refet (Bele) Bey ve Sinop mutasarrıflığına atanmış olan Mazhar Tevfik Bey de görev yerlerine ulaşmak için bu gemiyi kullanıyorlardı. Mazhar Tevfik beyin eşi ve iki çocuğu da gemide bulunuyordu..
ŞEHZADELER ŞEHRİ AMASYA’ya yola çıkıyoruz.. Gecesi de gündüzü de birbirinden güzel bu şehirde mumya müzesi olarak da bilinen fakat içerisinde çeşitli roma, grek, hitit gibi uygarlıklardan eserler barındıran AMASYA ARKEOLOJİ MÜZESİ'Nİ geziyoruz. Sonrasında AMASYA’da şehzadelik yapmış ve Osmanlı’ya padişah olmuş, Osmanlı halkı tarafından çok sevilen bir sultan ola SULTAN 2. BEYAZIT KÜLLİYESİNİ ziyaret ediyoruz. Külliye içerisinde paratoner olarak kullanılmış çınar ağaçlarını, o dönemde payitaht İstanbul’u merak eden, ama gidemeyen Amasyalılar için İstanbul siluetinin çizildiği tarihi şadırvanı, kapı girişlerindeki denge sütunlarını ve camiinin içini gördükten sonra YEŞİLIRMAK kıyısına iniyoruz. YEŞİLIRMAKSİVAS’tan doğarak Samsun’un ÇARŞAMBA ilçesinde denize dökülene kadar geçtiği tüm bölgelere hayat verir. AMASYA, Yeşilırmak’ın iki yakasına yerleşmiş bir şehirdir. AMASYA OSMANLI DÖNEMİNDEN kalma 18. ve 19. yy konaklarını, Yeşilırmak boyunca sıra sıra inci tanesi gibi dizilmiş yalı olarak adlandırılan evleri, PONTUS KRALLARININ HARŞENA DAĞI’na oyularak yapılan KAYA MEZARLARI’nı, FERHAT VE ŞİRİN efsanesini ve ŞEHZADELER YÜRÜYÜŞ YOLUNDA Padişah büstlerini göruyoruz.
Akşam yemeği ve konaklama otelimizde.  KAHRA OTEL  – AMASYA
5.GÜN: TRABZON - RİZE – AYDER – ZİL KALE – PALOVİT ŞELALESİ – Ardından FIRTINA DERESİ VE FIRTINA VADİSİ’nin muhteşem manzarasıyla KAÇKAR DAĞLARI MİLLİ PARKI içinde yer alan AYDER YAYLASI’na ulaşıyoruz. AYDER YAYLASI’nda  GELİN TÜLÜ ŞELALESİ  manzarası eşliğinde yapacağımız yürüyüşümüzü tamamlayıp , yine doğanın bozulusunu ve insan kalabalığından sıkılıp, kebap kokularıyla bunaliyoruz.yesil gerçekten  tek bir alanda soluklanip,yola düşüyoruz... ÇAMLIHEMŞİN’de bizi bekleyen minibüslere binip  zengin bir fauna ve flora yaşam alanına sahip olan  heyecanlı ve sürprizlerle dolu yolculuğumuza önce ŞENYUVA KÖYÜ (ÇİNÇİVA) ile başlayıp Fırtına deresi üzerinde bulunan yaklaşık 400 yıllık bir köprü olan ÇİNÇİVA KÖPRÜSÜ’nü görüp vadi içerisinde orta çağ da yapılmış bir kale olan ZİLKALE yi  dıştan fotografliyor ve sonrasında ÇAT VADİSİ içlerinde saklı muhteşem PALOVİT ŞELALESİ ne yürüyoruz.Burada sese ve manzaraya doyamadik.Bir de çöpleri yerlere atmasak!
Bu güzel ve keyifli turlardan sonra Hopa üzerinden Sarp Sınır Kapısına varıp Batum’a giriş yapıyoruz. Çoruh Nehri’ni görüp Batum’a ulaşıyoruz. Batum gecesinde Orta Camii - Türk Sokağı - Avrupa Meydanı - Medea Heykeli, Altın Post heykeli, Poseidon Çeşmesi - Piazza - Alfabe Kulesi - Ters Restorant – Ali - Nino Heykeli  ni goruyoruz.
Akşam konaklama . İBERİA HOTEL – BATUM

Önemli Not: Batum’a geçişte T.C. vatandaşları için – Yeni Nüfus Cüzdanı yeterlidir. Yaş farketmeksizin 18 yaşından küçük misafirlerimizinde özellikle kimliklerinde fotoraf zorunluluğu vardır. Pasaportu olanlar pasaportlarını yanlarında bulundurabilirler. Yeni nüfus cüzdanları olması zorunludur. Nüfus cüzdanı dışında pasaport ile geçiş yapılabilir. Bunların dışındaki kimliklerle giriş yapmak mümkün değildir. Ayrıca ebeveynleri yanında olmadan seyahat eden 18 yaşından küçükler için anne ve babadan noterden tasdikli muvafakat name gerekmektedir. 
* Batum geçişi tur tarihlerinde Covid – 19 ülkeler arası gümrük kapılarında uygulanacak işlem kuralları geçerli olacaktır.

  GÜN : TRABZON – GİRESUN – ORDU – ORDU TELEFERİK –  SAMSUN – AMASYA 
Sabah kahvaltısının ardından otelimizden ayrılıp GİRESUN yolu ile ORDU’ya ulaşıyoruz. ORDU merkezde TELEFERİK ile BOZTEPE’ye çıkıp muhteşem ORDU MANZARASI eşliğinde panoramik fotoğraflar çekiyoruz. Bu muhteşem manzara ve teleferik gezintisi ardından  

8.GÜN: AMASYA –ÇORUM –  ANKARA – İZMİR
Sabah kahvaltısının ardından AMASYA’dan ayrılarak MECİTÖZÜ üzerinden ÇORUM’a varıyoruz. Burada ULUSOY DAĞ TESİSLERİNDE vereceğimiz molada çaylarımızı yudumlarken meşhur ÇORUM LEBLEBİSİ ALIŞVERİŞİ yapabiliriz. Sonrasında KIRIKKALE’den geçip ANKARA’ya, ANITKABİR‘e ulaşıyoruz. ANITKABİR‘de ASLANLI YOLMOZOLE ziyaretimiz sonrası ANKARA’dan ayrılarak AFYON, UŞAK, KULA  üzerinden yolda verilen molaların ardından İZMİR’e ulaşıyoruz. Siz değerli KARE TUR misafirlerimize bir sonraki KARE TUR Organizasyonunda buluşuncaya kadar veda ediyoruz.

FİYATLARIMIZA DAHİL OLAN HİZMETLER
* Otellerde 6 Gece Konaklama (3*,4* Butik, Yayla Hotel Konaklamaları)
* 5 Akşam yemeği 6 Sabah kahvaltısı
* Lüks Otobüsler İle Ulaşım
Batum Ulaşım, Batum Turu ve Konaklaması
* Çevre Gezileri / Zorunlu Seyahat Sigortası
* Rehberlik Hizmetleri (Karadeniz Bölgesinin Uzman Rehberleri)

FİYATLARIMIZA DAHİL OLMAYAN HİZMETLER
* Tüm Öğle Yemekleri
* Tüm Yemeklerinde Alınan İçecekler ve oteldeki yapılan harcamalar
* Batum’da Akşam yemeği
* Dolmuş Ücretleri + Milli Park Girişleri (Toplamı : 700 TL – Zorunludur)
* Müze giriş ücretleri
* Zipline Salıncak ve Ordu Teleferik ücreti
* Yurtdışı Çıkış Fonu
* BATUM’DA GÜRCÜ GECESİ

Önemli Not : Batum’a geçişte T.C. vatandaşları için – Nüfus Cüzdanı yeterlidir. Pasaportu olanlar pasaportlarını yanlarında bulundurabilirler. Yaş farketmeksizin 18 yaşından küçük misafirlerimizinde özellikle kimliklerinde fotoraf zorunluluğu vardır .Yeni nüfus cüzdanları olması zorunludur. Nüfus cüzdanı dışında pasaport ile geçiş yapılabilir. Bunların dışındaki kimliklerle giriş yapmak mümkün değildir. Ayrıca ebeveynleri yanında olmadan seyahat eden 18 yaşından küçükler için anne ve babadan noterden tasdikli muvafakatname gerekmektedir.

* Gümrükte yaşanan Kişisel sorunlardan Karetur sorumlu değildir.
* T.C. vatandaşı olmayan misafirlerimizin geçişleri için bilgi alınız.
* Batum geçişi tur tarihlerinde Covid – 19 ülkeler arası gümrük kapılarında uygulanacak işlem kuralları geçerli olacaktır

 

KARADENİZ BÖLGESİ HAKKINDA KISACA BİLGİ

Karadeniz Bölgesi Anadolu'nun diğer bölgelerine nazaran biraz daha izole bir bölge olup iklim olarak Okyanus İklimine sahiptir. 8.350 kilometre kıyı şeridine sahip, 461.000 km² alan kaplayan (Azak Denizi dahil, Marmara Denizi hariç), en geniş yeri doğudan batıya 1.175 km, en derin noktası 2.210 m olan, Marmara Denizi vasıtasıyla Ege Denizi’ne bağlanan, batıdan doğuya böbrek formunda bir denize sahip olup, ismini ondan alır. Karadeniz üzerinde bulunan önemli liman kentleri Köstence, Mankalya, Burgaz, Varna, Odessa, Sivastopol, Yalta, Kerç, Novorossiysk, Soçi, Sohum, Poti, Batum, Hopa, Trabzon, Samsun, Ordu, Giresun, Sinop ve Zonguldak'tır.

 

Karadeniz bölgesi tarih boyunca çeşitli İmparatorlukların ve uygarlıkların hükmü altına girmiş olsa da bölge coğrafyasının ulaşılması zor ve sürekli dağlık, izole olması nedeni ile genelde başka uygarlıkların hükmü altında dahi genelde nispeten daha özgür ve otonom bir bölge olarak kalmıştır. İçerisinde kurulan Antik Çağ'da Mithradates'in Pontos Krallığı ve Orta Çağ'da Trabzon Rum İmparatorluğu, bölge tarihi için en çok dikkat çeken uygarlıklar arasındadır. Özellike Doğu Karadeniz'in dağlık kesimleri uzun bir süre Hristiyan ve Rum azınlıklarca iskan edilmiş yerlerdir ve bir çok Karadeniz kenti Antik Yunan Kolonicileri tarafından ya da antik Anadolu halkları tarafından kurulmuştur.  Osmanlı Fetihleri sonrası bölgede Türkleşme ve Müslümanlaşma başlamıştır. Günümüze gelindiğinde, Cumhuriyet'in ilanından sonra Rumlar ve diğer Hristiyan azınlıklar göç etmişlerdir. Fakat onların bıraktıkları tarihi yapılar ve izler hala önemini korumakta ve bugün bir çok turist tarafından ziyaret edilmektedir.

 

SÜMELE MANASTIRI HAKKINDA KISACA BİLGİ

Sümela ya da Sümele Manastırı'nın nasıl ve kimler tarafından inşa edildiği kesin olarak bilinmemekle beraber, her kökeni bilinmeyen yerin bir efsanesi olduğu gibi burası hakkında da güzel bir efsane bulunmaktadır. Erken Hristiyanlık Döneminde Barnabas ve Sophronios adlı iki keşiş, rüyalarında Meryem Ana'yı görürler. Meryem Ana onlara Karadağ'ın bulunduğu yere bir kilise yapmalarını emreder. Bu rüya üzerine karşılaşıp, buluşan bu iki keşiş Karadağ'ı oyarak küçük bir kaya kilisesi yapar, ve Yunanca "Karadağ'ın Bakiresi" anlamına gelen Sümela adı buradan gelir. M.S 4. yüzyılda inşa edilmiş bu Kilise henüz günümüzdeki haliyle bir manastır değildir ve buranın genişletilip manastır olması için aradan yüzyıllar geçmesi gerekecektir. Orta Çağ'a gelindiğinde ise Bizans tahtından entrika ile indirildikten sonra Trabzon Rum İmparatorluğu'nun başına geçen Aleksios Komnenos Sümela Kilisesi'ni genişletip, burayı günümüzdeki hali ile bir manastıra çevirir. Daha sonrasında Osmanlı İmparatorluğu
/
Sağ bas solu savur öne at dahi yanına çek sol arkaya sağ arkaya...tekrarla, işte basit horon