30 Temmuz 2007

İyiki...

Gecenin karanlığında
ayın ona inadında
uçurtmamla şımartılmış
bir gökyüzü vardı dün gece...

Çocuksuluğumun kıpırtılı neşesiyle
bu gece
uçurtmamla yarışabilirim...

Bir zaman:
Kapısız dört duvar arasında
açarken güller
yine bir ay vardı hilal
bazense dolunay gecede...

Yoğun ,alabildiğine ve
çalafırça boyadığımda tuvalimi
tuval maviye kesti.
koccaman kanatlı
bembeyaz kuşlarla
bir denize
bir güneşe uçtum.
Yağmura kızdım
zamansız yağışına.

Ama sonra
daha mavi bir deniz
daha mavi bir gökyüzü
dudağımda bir ıslık...
İyiki...
28/07/2007

19 Temmuz 2007

sevgiliyorum...

Hiç bir bağ böyle önemli bir iz bırakmamıştır...Hiç bir özlem, hiçbir sevi, hiçbir güzellik, hiçbir tat, hiçbir acı hatta...
Yüreklerinizi, düşüncenizi, sevginizi, insanlığınızı, doğrunuzu, güzelliğinizi bizden yana; ama herkesten yana koymayı bilenlerim.Almadan vermek size özgü.İnsanlar insanı, dostlar dostu annem babam, bir tanelerim.
Sizinle içimde ve dışımda denizler sakin, sizinle seviler, aydınlıklar önümde gider, sizinle güzellikler.Sizlerle başladım, sizden geldim yaşama ve çaldınız yüreğimi.
Aile içinde dostluk ve arkadaşlık varsa, mutlu olmayı öğrenirmiş insan.Ben mutlu olmayı öğrendim.Daha daha mutlu, güzel günler göreceğiz hepbirlikte.Kuşkum yok, kuşkunuz olmasın.
Sizlere içimdeki daha nice sevileri sözcüklerle yakalayarak vermek isterdim ama böylesi bir sevgiyi salt sözcüklerle yakalamak imkansız.Ve sonsuz bile yeterince uzun değil.
Sizleri güneşli ve mutlu günlerimiz için sevgiliyorum.
1995 mayıs

16 Temmuz 2007

yaşam üstüne renklerdeyim...

Yaşadın mı, büyük yaşayacaksın
Irmaklara, göğe, bütün evrene karışırcasına
Çünkü, ömür dediğimiz şey
Hayata sunulmuş bir armağandır
Ve hayat sunulmuş bir armağandır insana…
Ataol Behramoğlu.
Bu dizelerle çıktım yola…Evet, dünyaya gelebilmiş olmak bile yeter, yaşamı sevinçle karşılamak için. Sevinçler masmavi…
Yaşamız hepimiz, birer renk’iz.Ve işte yine Aralık, bir türlü bastıramıyorum içimdeki rengi. Bir çift sözüm olsun yaşam üstüne; dillensin, yüreğimde kalmasın.
Yaşam yemyeşil…
Yaşam cömertlik istiyor.Varlığı güneşe benziyor, her şeye rağmen.İlla siyah, illa beyaz olmasın yaşam.İçinde ara tonlar, yepyeni renkler var.Bulmaksa zor değil.Sevgiyle örülmeli renkler.
Sevgiler bembeyaz…
Ve anımsayalım: “Bir tek gülücük anlatmaya yeter, insan olmanın musikisini” diyen Aragon’u.
Gülücükler pespembe…
Bütün duyarsızlıklar ve duyarsız alışkanlıklar içimizdeki sevginin, aydınlığın, renklerin yok edilmesiyle başladı.
İçimizdeki sevgi ve aydınlığı, yarına olan umudu hiç tüketmeyelim.
Sevgilerin, mutlulukların çokluğunu, kederlerin azlığını dileyelim.Tohumun coşkusunu, denizin dalgalarıyla yolladığı maviliği, gökyüzünün beyaz bulutunu, yağmurların sesini, gecenin gündüze varışını, umudun saklımızdalığını, bütün şarkıların-sevgilerin bizeliğini, düşlerin-gülüşlerin pembeliğini, rüzgarın özgürlüğünü duyalım.
Yeşile ve maviye boyayalım dünyayı.
Mor renge şiir yazan bir ressamımız vardı bizim, Bedri Rahmi Eyüboğlu…
Yeni renkler bulmak için, yepyeni malzeme kullanmanın şart olmadığına inananlardandı o.
1958 Brüksel Sergisi’ne katıldığında Meksika Pavyonu’nun kapısı üstünde kocaman bir pano görür, Bedri Rahmi...İri cam parçaları, çakıl taşları ve bakır parçaları arasında, on santimetreye on santimetrelik koyu mor bir kare dikkatini çeker.
İnsan boyundan bir iskemle yüksekteki zifiri mor, ne cama benzer, ne pişmiş toprağa, ne emayeli bir madene.
Bedri Rahmi, bir sabah erkenden kapıcının iskemlesine basıp, koyu moru eliyle yoklar ve görür ki; eşine hiçbir yerde rastlamadığı bu mor, bildiğimiz kok kömüründen başka bir şey değildir.
İçinden “helal olsun” der Bedri Rahmi ve yeni renkler bulmak için, yeni malzeme kullanmanın şart olmadığı yargısına orada varır.
Evet, yeni renkler bulmak için, önce elimizdekilerin değerini bilelim yitirmeden.Ve yeni renkler ekleyelim yaşamımıza.Çığlığa dönüşsün seviler, sevinçler...

12 Temmuz 2007

eller...

Eller, ille de eller diyor, Abidin Dino : "Dört ayaklı bir yaratık olan atın gözlerine dikkatle baktınız mı?Parmaksız bacaklarının küt uçları, ne verecek ne de birşey alacak durumda. Böylece at ne resim yapabilir, ne de dokunabilir.Gözlerinin sonsuz kederi işte bu yüzden!"
Abidin Dino gibi, bir atta da o sonsuz kederi gözleyebilirsek eğer, ellerimizle yarattığımız güzelliklerin de farkına varabiliriz belki, sonra belki gözlerimizle gördüklerimizin de...

11 Temmuz 2007

belki...

dilimin ucunda
bir arkadaş adı
ve gökyüzü genişliği
hani uçurtmamın ipleri ?
sevgiler çitlenbik'e değdi...

09 Temmuz 2007

bilmece-bildirmece...

maral, yeşiller içinde mavi bir düş
maral mırıl mırıl bir ilahe
maral ince uzun bir yolda
maral çok uzak yakınlarda
maral hala aklımızda...

gibi...

herhangi bir gün gibi
günü değiştiren kişiler ve yaşananlar gibi
sadece denize daha yakın gibi
gözünü kapatınca herşey aynı gibi..

06 Temmuz 2007

özlem...

"özlem ki, bir başkasının yokluğuna olan tutkunluksa, bir yerde hep aynı şeyi özlüyoruz " demiş bir yazar.
ama benim özlemim başka diyenlere;
özlem hep olsun, özlenenler hep bulunsun derim ben..
yaşamı güçlü kılar, umudu sağlam tutar, beklemeye değer..
özlem ki,öz den gelen..
candan duyulan..
ama gözden ırak olsun yine de...
hep ikilemlerdir ya payımıza düşen
özlem de böyle
kavuşmak olmasaydı özlem de bu kadar özlenmezdi
degil mi?

turuncu

güneş giderken,
sanki gitmek istemez gibi,
sanki giderken iz bırakmak ister gibi
karşı kıyının pencerelerini turuncuya kesti..
tek pencere maviydi...

04 Temmuz 2007

...


...


...


...


...


gelincik tarlası...


canlar yandı...

"Yananı allah görürmüş!pekiiii, yakanı görmez mi şu devlet, eline kibriti bu devllet vermiş, ustunde "vasati 40 aydın" yazmakta..." dıyor cıhan demırcı..
Bir su içsem, yaralarımdan dokulur, sıvas deyınce dıyorum ben de...ve neren yaralıysa zayıf olan o yerin...yuregım acıyor, gozlerımden dokulenler sondurur mu alevlerı, bılmıyorum...türkülerde canlar yanıyor hala, canım acıyor, sıvas'ta vurgun yedık ...bırer beyaz kuş olup havalandı canlar, canım yanıyor,canlar yanıyor...

03 Temmuz 2007

...


...



güllerin bana dönük olmadığı günler vardır
ve güllerin bana gülmediği günler...

...


...


...


...


02 Temmuz 2007

gecem..


galatam


kız kulem



"istanbul deyince aklıma kuleler gelir
ne zaman birinin resmini yapsam öteki kıskanır
ama şu kız kulesinin aklı olsa
galata kulesine varır
bir sürü çocukları olur..."
B.Rahmi Eyüboğlu

evler 3


evler 2


BERGAMA - evler 1 -


atam